langa 1.0.0

data/examples/turkish_nt_utf8.txt

@@ -0,0 +1,1000 @@
+#THE UNBOUND BIBLE (www.unboundbible.org)
+#name	Turkish: NT (1987, 1994)
+#filetype	Unmapped-BCVS
+#copyright	
+#abbreviation	
+#language	trk
+#note	
+#columns	orig_book_index	orig_chapter	orig_verse	orig_subverse	order_by	text
+40N	1	1	-2	10	İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih'in soyuyla ilgili kayıt şöyledir: İbrahim, İshak'ın babasıydı. İshak, Yakup'un babası; Yakup da Yahuda ve onun kardeşlerinin babasıydı. 
+40N	1	3		20	Yahuda, Tamar'dan doğan Peres ve Zara'nın babasıydı. Peres, Hesron'un babası; Hesron da Ram'ın babasıydı. 
+40N	1	4		30	Ram, Aminadab'ın babası; Aminadab, Nahşon'un babası; Nahşon ise Salmon'un babasıydı. 
+40N	1	5		40	Salmon, Rahav'dan doğan Boaz'ın babasıydı. Boaz, Rut'tan doğan Obed'in babası; Obed de İşay'ın babası; 
+40N	1	6		50	İşay da, kral Davut'un babasıydı. Davut, Uriya'nın karısından doğan Süleyman'ın babasıydı. 
+40N	1	7		60	Süleyman, Rehavam'ın babası; Rehavam, Abiya'nın babası; Abiya da Asa'nın babasıydı. 
+40N	1	8		70	Asa, Yehoşafat'ın babası; Yehoşafat, Yoram'ın babası; Yoram, Uziya'nın babasıydı. 
+40N	1	9		80	Uziya, Yotam'ın babası; Yotam, Ahaz'ın babası; Ahaz da Hizkiya'nın babasıydı. 
+40N	1	10		90	Hizkiya, Manaşe'nin babası; Manaşe, Amon'un babası; Amon ise Yoşiya'nın babasıydı. 
+40N	1	11		100	Yoşiya, Babil sürgünü sırasında doğan Yekonya ve onun kardeşlerinin babasıydı. 
+40N	1	12		110	Yekonya, Babil sürgününden sonra doğan Şaltiyel'in babası; Şaltiyel ise Zerubabel'in babasıydı. 
+40N	1	13		120	Zerubabel, Abihud'un babası; Abihud, Elyakim'in babası; Elyakim de Azor'un babasıydı. 
+40N	1	14		130	Azor, Sadok'un babası; Sadok, Ahim'in babası; Ahim ise Elihud'un babasıydı. 
+40N	1	15		140	Elihud, Elazar'ın babası; Elazar, Matan'ın babası; Matan da Yakup'un babasıydı. 
+40N	1	16		150	Yakup, Meryem'in kocası Yusuf'un babasıydı. Meryem'den de Mesih denilen İsa doğdu. 
+40N	1	17		160	Buna göre, İbrahim'den Davut'a kadar toplam on dört kuşak, Davut'tan Babil sürgününe kadar on dört kuşak ve Babil sürgününden Mesih'e kadar da on dört kuşak geçti. 
+40N	1	18		170	İsa Mesih'in doğumu da şöyle oldu: annesi Meryem, Yusuf'la nişanlanmıştı. Ama evlenip birleşmelerinden önce Meryem'in Kutsal Ruh'tan gebe kaldığı anlaşıldı. 
+40N	1	19		180	Meryem'in nişanlısı Yusuf, doğru bir adam olduğu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan gizlice ayrılmak niyetindeydi. 
+40N	1	20		190	Ama böyle düşünmesi üzerine Rab'bin bir meleği ona rüyada görünerek şöyle dedi: «Davut oğlu Yusuf, Meryem'i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh'tandır. 
+40N	1	21		200	Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından kurtaracak olan O'dur.» 
+40N	1	22	-23	210	Bütün bunlar, Rab'bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu sözün yerine gelmesi için oldu: «İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak. O'nun adını İmanuel koyacaklar.» İmanuel, `Tanrı bizimle' demektir. 
+40N	1	24		220	Yusuf uyanınca Rab'bin meleğinin kendisine buyurduğu gibi yaptı ve Meryem'i eş olarak yanına aldı. 
+40N	1	25		230	Ne var ki, Meryem oğlunu doğuruncaya dek Yusuf onunla birleşmedi. Doğan çocuğun adını İsa koydu. 
+40N	2	1	-2	240	İsa, Kral Hirodes'in devrinde Yahudiye'nin Beytlehem kasabasında doğduktan sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Kudüs'e gelip şöyle dediler: «Yahudilerin kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'nun yıldızını gördük ve O'na tapınmaya geldik.» 
+40N	2	3		250	Kral Hirodes bunu duyunca bütün Kudüs halkıyla birlikte çok tedirgin oldu. 
+40N	2	4		260	Tüm başkâhinleri ve ulusun din bilginlerini toplayarak onlara Mesih'in nerede doğacağını sordu. 
+40N	2	5		270	«Yahudiye'nin Beytlehem kasabasında» dediler. «Çünkü peygamber aracılığıyla şöyle yazılmıştır: 
+40N	2	6		280	`Sen, Yahuda diyarında olan ey Beytlehem, Yahuda önderleri arasında hiç de en önemsizi değilsin! Çünkü benim halkım İsrail'i güdecek olan önder senden çıkacaktır.'» 
+40N	2	7		290	Bunun üzerine Hirodes yıldızbilimcileri gizlice çağırıp onlardan yıldızın göründüğü anı tam olarak öğrendi. 
+40N	2	8		300	«Gidin, çocuğu dikkatle arayın, bulduğunuz zaman bana haber verin, ben de gelip O'na tapınayım» diyerek onları Beytlehem'e gönderdi. 
+40N	2	9		310	Yıldızbilimciler, kralı dinledikten sonra yola çıktılar. Doğuda görmüş oldukları yıldız onlara yol gösterdi ve gelip çocuğun bulunduğu yerin üzerinde durdu. 
+40N	2	10		320	Yıldızı gördüklerindeolağanüstü bir sevinç duydular. 
+40N	2	11		330	Eve girip çocuğu annesi Meryem'le birlikte görünce yere kapanarak O'na tapındılar. Hazinelerini açıp O'na armağan olarak altın, tütsü ve mür sundular. 
+40N	2	12		340	Sonra Hirodes'in yanına dönmesinler diye rüyada uyarıldıklarından, ülkelerine başka yoldan döndüler. 
+40N	2	13		350	Yıldızbilimciler yola çıktıktan sonra Rab'bin bir meleği Yusuf'a rüyada göründü. Ona, «Kalk!» dedi. «Çocuğu ve annesini al ve Mısır'a kaç. Ben sana haber verinceye dek orada kal. Çünkü Hirodes çocuğu öldürmek amacıyla onu arayacak.» 
+40N	2	14		360	Böylece Yusuf kalktı, aynı gece çocuğu ve annesini alıp Mısır'a doğru yola çıktı. 
+40N	2	15		370	Hirodes'in ölümüne dek orada kaldı. Bu, Rab'bin peygamber aracılığıyla bildirdiği şu sözün yerine gelmesi için oldu: «Oğlumu Mısır'dan geri çağırdım.» 
+40N	2	16		380	Hirodes, yıldızbilimciler tarafından aldatıldığını görünce büyük öfkeye kapıldı. Onlardan tam olarak öğrenmiş olduğu zamana göre, Beytlehem ve tüm yöresinde bulunan iki ve daha küçük yaştaki erkek çocukların hepsini öldürttü. 
+40N	2	17		390	Böylelikle Yeremya peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu: 
+40N	2	18		400	«Ramah'ta bir ses duyuldu, ağlayış ve acı feryat sesleri! Çocukları için ağlayan Rahel, teselli edilmek istemiyor. Çünkü onlar yok artık!» 
+40N	2	19	-20	410	Hirodes öldükten sonra, Rab'bin bir meleği Mısır'da Yusuf'a rüyada görünerek, «Kalk!» dedi. «Çocuğu ve annesini al, İsrail diyarına dön. Çünkü çocuğu öldürmek isteyenler öldü.» 
+40N	2	21		420	Bunun üzerine Yusuf kalktı, çocuğu ve annesini alıp İsrail diyarına döndü. 
+40N	2	22		430	Ama Yahudiye'de Hirodes'in yerine oğlu Arhelas'ın tahta geçtiğini duyunca oraya gitmekten korktu. Rüyada aldığı buyruğa uyarak Celile bölgesine gitti. 
+40N	2	23		440	Oraya varınca Nasıra denen kente yerleşti. Bu, peygamberler aracılığıyla bildirilen, «O'na Nasıralı denecektir» sözünün yerine gelmesi için oldu. 
+40N	3	1	-2	450	O günlerde Vaftizci Yahya ortaya çıktı. Yahudiye çölünde şu çağrıda bulunuyordu: «Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır.» 
+40N	3	3		460	Nitekim Yeşaya peygamber aracılığıyla sözü edilen kişi Yahya'dır. Yeşaya şöyle demişti: «Çölde yükselen ses, `Rab'bin yolunu hazırlayın, geçeceği patikaları düzleyin' diyor.» 
+40N	3	4		470	Yahya'nın deve tüyünden giysisi, belinde deriden kuşağı vardı. Tek yediği, çekirge ve yaban balıydı. 
+40N	3	5	-6	480	Kudüs'ün, bütün Yahudiye'nin ve tüm Şeria nehri yöresinin halkı ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria nehrinde vaftiz ediliyordu. 
+40N	3	7		490	Ne var ki, Ferisilerle Sadukilerden birçok kişinin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: «Ey engerekler soyu! Gelecek olan gazaptan kaçmanız için sizi kim uyardı? 
+40N	3	8		500	Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin. 
+40N	3	9		510	Kendi kendinize, `Biz İbrahim'in soyundanız' diye düşünmeyin. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan çocuk yaratacak güçtedir. 
+40N	3	10		520	Balta şimdiden ağaçların köküne dayanmıştır. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılacak. 
+40N	3	11		530	Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek. 
+40N	3	12		540	Yabası elindedir. Harman yerini temizleyecek, buğdayını toplayıp ambara yığacak, samanı sönmeyen ateşte yakacaktır.» 
+40N	3	13		550	Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria nehrine, Yahya'nın yanına geldi. 
+40N	3	14		560	Ne var ki Yahya, «Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?» diyerek O'na engel olmak istedi. 
+40N	3	15		570	İsa ona şu karşılığı verdi: «Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.» O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu. 
+40N	3	16		580	İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhunun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. 
+40N	3	17		590	Göklerden gelen bir ses de şöyle dedi: «Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum.» 
+40N	4	1		600	Bundan sonra İsa, İblis'in denemelerinden geçmek üzere Ruh tarafından çöle götürüldü. 
+40N	4	2		610	Kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı. 
+40N	4	3		620	O zaman Ayartıcı O'na gelip, «Tanrı'nın Oğluysan, söyle de şu taşlar ekmek olsun» dedi. 
+40N	4	4		630	İsa ona şu karşılığı verdi: «Kutsal Yazılarda, `İnsan yalnız ekmekle değil, Tanrı'nın ağzından çıkan her sözle yaşar' diye yazılmıştır.» 
+40N	4	5	-6	640	Sonra İblis O'nu kutsal kente götürdü. Tapınağın tepesine çıkarıp dedi ki, «Tanrı'nın Oğluysan, kendini buradan aşağı at. Çünkü şöyle yazılmıştır: `Tanrı, senin için meleklerine buyruk verecek.' `Ayağın bir taşa çarpmasın diye seni elleri üzerinde taşıyacaklar.'» 
+40N	4	7		650	İsa İblis'e şu karşılığı verdi: «`Tanrın olan Rab'bi sınama' diye de yazılmıştır.» 
+40N	4	8		660	İblis aynı şekilde İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkarıp O'na tüm görkemleriyle dünyanın bütün ülkelerini gösterdi. 
+40N	4	9		670	«Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim» dedi. 
+40N	4	10		680	İsa ona şöyle karşılık verdi: «Çekil git, Şeytan! `Tanrın olan Rab'be tap, yalnız O'na kulluk et' diye yazılmıştır.» 
+40N	4	11		690	Bunun üzerine İblis İsa'yı bırakıp gitti. Melekler de gelip İsa'ya hizmet ettiler. 
+40N	4	12		700	İsa, Yahya'nın tutuklandığını duyunca Celile'ye döndü. 
+40N	4	13		710	Nasıra'dan ayrılarak Zebulun ve Naftali yöresinde, Celile gölü kıyısında bulunan Kefernahum'a gelip yerleşti. 
+40N	4	14	-15	720	Bu, Yeşaya peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu: «Zebulun diyarı ve Naftali diyarı, Şeria nehrinin ötesinde, deniz tarafı, ulusların Celilesi! 
+40N	4	16		730	Karanlıkta yaşayan halk, büyük bir ışık gördü. Ölümün gölgelediği diyarda yaşayanların üzerine bir ışık doğdu.» 
+40N	4	17		740	O günden itibaren İsa şu çağrıda bulunmaya başladı: «Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaştı.» 
+40N	4	18		750	İsa, Celile gölünün kıyısında gezerken Petrus denen Simun ile kardeşi Andreya'yı gördü. Balıkçı olan bu iki kardeş göle ağ atmaktaydı. 
+40N	4	19		760	İsa onlara, «Ardımdan gelin, sizleri insan tutan balıkçılar yapacağım» dedi. 
+40N	4	20		770	Onlar da hemen ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler. 
+40N	4	21		780	Oradan daha ileri giden İsa, başka iki kardeşi, Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna'yı gördü. Babaları Zebedi'yle birlikte kayıkta ağlarını onarıyorlardı. İsa onları çağırdı. 
+40N	4	22		790	Onlar da hemen kayığı ve babalarını bırakıp İsa'nın ardından gittiler. 
+40N	4	23		800	İsa, Celile bölgesinin her tarafını dolaştı. Buralardaki havralarda ders veriyor, Göksel Egemenliğin müjdesini duyuruyor, halk arasında rastlanan her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. 
+40N	4	24		810	O'nun ünü bütün Suriye'ye yayılmıştı. Çeşit çeşit hastalıklara yakalanmış, ıstırap içinde olan, cine tutsak,saralı, felçli olanların hepsini O'na getirdiler, O da onları iyileştirdi. 
+40N	4	25		820	Celile, Dekapolis, Kudüs, Yahudiye ve Şeria nehrinin ötesinden gelen büyük kalabalıklar O'nun ardından gidiyordu. 
+40N	5	1		830	İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturduktan sonra, öğrencileri yanına geldiler. 
+40N	5	2	-3	840	Onlara seslenip şöyle ders vermeye başladı: «Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Göklerin Egemenliği onlarındır. 
+40N	5	4		850	Ne mutlu yaslı olanlara! Onlar teselli edilecekler. 
+40N	5	5		860	Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Onlar yeryüzünü miras alacaklar. 
+40N	5	6		870	Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Onlar doyurulacaklar. 
+40N	5	7		880	Ne mutlu merhametli olanlara! Onlar merhamet bulacaklar. 
+40N	5	8		890	Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Onlar Tanrı'yı görecekler. 
+40N	5	9		900	Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek. 
+40N	5	10		910	Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Göklerin Egemenliği onlarındır. 
+40N	5	11		920	«Bana olan bağlılığınızdan ötürü insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! 
+40N	5	12		930	Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşamış olan peygamberlere de böyle zulmettiler.                       
+40N	5	13		940	«Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, ona tekrar nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp insanların ayakları altında çiğnenmekten başka bir şeye yaramaz. 
+40N	5	14		950	«Dünyanın ışığı sizsiniz. Tepenin üzerine kurulan kent gizlenemez. 
+40N	5	15		960	İnsanlar da kandil yakıp tahıl ölçeği altına koymazlar. Tersine, kandilliğe koyarlar; oradan da evdekilerin hepsine ışık verir. 
+40N	5	16		970	Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerde olan Babanızı yüceltsinler! 
+40N	5	17		980	«Kutsal Yasa'yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersizkılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. 
+40N	5	18		990	Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek. 
+40N	5	19		1000	Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin Egemenliğinde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliğinde büyük sayılacak. 
+40N	5	20		1010	Size şunu söyleyeyim: doğruluğunuz din bilginleriyle Ferisilerinkini kat kat aşmadıkça, Göklerin Egemenliğine asla giremezsiniz! 
+40N	5	21		1020	«Atalarımıza, `Adam öldürme. Öldüren, yargılanmayı hak edecek' denildiğini duydunuz. 
+40N	5	22		1030	Ama ben size diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'un yargısını hak edecek. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecek. 
+40N	5	23	-24	1040	Bu yüzden, adağını sunağa getirdiğinde, orada kardeşinin sana karşı bir şikâyeti olduğunu hatırlarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git, önce kardeşinle barış; sonra gel, adağını sun. 
+40N	5	25		1050	Senden davacı olanla, daha yoldayken çabucak anlaş. Yoksa o seni yargıca, yargıç da gardiyana teslim edebilir; sonunda da hapse atılabilirsin. 
+40N	5	26		1060	Sana doğrusunu söyleyeyim, son kuruşu ödemedikçe oradan asla çıkamazsın. 
+40N	5	27		1070	«`Zina etme' denildiğini duydunuz. 
+40N	5	28		1080	Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, zaten yüreğinde o kadınla zina etmiştir. 
+40N	5	29		1090	Eğer sağ gözün seni günaha sokarsa, onu çıkar, at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, tüm vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. 
+40N	5	30		1100	Eğer sağ elin seni günaha sokarsa, onu kes, at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, tüm vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. 
+40N	5	31		1110	«`Kim karısını boşarsa ona boş kâğıdını versin' denilmiştir. 
+40N	5	32		1120	Ama ben size diyorum ki, karısını cinsel ahlaksızlıktan başka bir nedenle boşayan her adam, onu zinaya itmiş olur. Boşanmış bir kadınla evlenen de zina etmiş olur. 
+40N	5	33		1130	«Yine atalarımıza, `Yalan yere ant içme, ama Rab'be içtiğin antları tut' denildiğini duydunuz. 
+40N	5	34	-35	1140	Oysa ben size diyorum ki, hiç ant içmeyin, ne gök üzerine - çünkü orası Tanrı'nın tahtıdır; ne yer üzerine - çünkü orası O'nun ayaklarının basamağıdır; ne de Kudüs üzerine - çünkü orası Büyük Kral'ın kentidir. 
+40N	5	36		1150	Başınızın üzerine de ant içmeyin. Çünkü saçınızın tek telini ak ya da kara edemezsiniz. 
+40N	5	37		1160	`Evet'iniz evet, `hayır'ınız hayır olsun. Bundan fazlası Şeytan'dandır. 
+40N	5	38		1170	«`Göze göz, dişe diş' denildiğini duydunuz. 
+40N	5	39		1180	Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. 
+40N	5	40		1190	Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. 
+40N	5	41		1200	Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün. 
+40N	5	42		1210	Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyeni geri çevirmeyin. 
+40N	5	43		1220	«`Komşunu sev, düşmanından nefret et' denildiğini duydunuz. 
+40N	5	44		1230	Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. 
+40N	5	45		1240	Öyle ki, göklerde olan Babanızın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem de iyilerin üzerine doğdurur. Yağmurunu da hem doğruların hem de eğrilerin üzerine yağdırır. 
+40N	5	46		1250	Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi görevlileri de öyle yapmıyor mu? 
+40N	5	47		1260	Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle yapmıyor mu? 
+40N	5	48		1270	Bu nedenle, göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun. 
+40N	6	1		1280	«Dikkat edin! Yapmanız gereken doğru işleri gösteriş için insanların gözü önünde yapmayın. Öyle yaparsanız, göklerdeki Babanızdan ödül alamazsınız. 
+40N	6	2		1290	«Bu nedenle, birisine sadaka vereceğiniz zaman bunu ilan etmek için önünüzde borazan çaldırmayın. İkiyüzlü kişiler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 
+40N	6	3		1300	Siz sadaka verdiğiniz zaman, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 
+40N	6	4		1310	Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 
+40N	6	5		1320	«Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 
+40N	6	6		1330	Siz ise, dua edeceğiniz zaman odanıza girip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanıza dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 
+40N	6	7		1340	Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar, söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar. 
+40N	6	8		1350	Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız, nelere gereksinmeniz olduğunu daha siz O'ndan dilemeden önce bilir. 
+40N	6	9		1360	«Bunun için siz şöyle dua edin: `Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın. 
+40N	6	10		1370	Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun. 
+40N	6	11		1380	Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. 
+40N	6	12		1390	Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla. 
+40N	6	13		1400	Ayartılmamıza izin verme. Kötü olandan bizi kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir. Amin.' 
+40N	6	14		1410	«Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar. 
+40N	6	15		1420	Ama siz başkalarının suçlarını bağışlamazsanız, Babanız da sizin suçlarınızı bağışlamaz. 
+40N	6	16		1430	«Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 
+40N	6	17		1440	Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. 
+40N	6	18		1450	Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 
+40N	6	19		1460	«Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. 
+40N	6	20		1470	Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. 
+40N	6	21		1480	Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak. 
+40N	6	22		1490	«Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlamsa, tüm bedeniniz aydınlık olur. 
+40N	6	23		1500	Gözünüz bozuksa, tüm bedeniniz karanlık olur. Buna göre, içinizdeki `ışık' karanlıksa, ne korkunçtur o karanlık! 
+40N	6	24		1510	«Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz. 
+40N	6	25		1520	«Bu nedenle size şunu söylüyorum: `Ne yiyip ne içeceğiz?' diye canınız için, ya da `Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? 
+40N	6	26		1530	Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? 
+40N	6	27		1540	Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? 
+40N	6	28		1550	Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. 
+40N	6	29		1560	Ama size şunu söyleyeyim, tüm görkemine rağmen Süleyman bilebunlardan biri gibi giyinmiş değildi. 
+40N	6	30		1570	Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey imanı kıt olanlar? 
+40N	6	31		1580	«Öyleyse, `Ne yiyeceğiz?' `Ne içeceğiz?' ya da `Ne giyeceğiz?' diyerek kaygılanmayın. 
+40N	6	32		1590	Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız tüm bunları gereksindiğinizi bilir. 
+40N	6	33		1600	Siz önce O'nun egemenliğinin ve O'ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir. 
+40N	6	34		1610	O halde yarın için kaygılanmayın. Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter. 
+40N	7	1		1620	«Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız. 
+40N	7	2		1630	Başkasını nasıl yargılarsanız, siz de aynı yoldan yargılanacaksınız. Hangi ölçekle ölçerseniz, size de aynı ölçek uygulanacak. 
+40N	7	3		1640	Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği farketmezsin? 
+40N	7	4		1650	Senin gözünde mertek varken nasıl olur da kardeşine, `İzin ver de gözündeki çöpü çıkarayım' dersin? 
+40N	7	5		1660	Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün. 
+40N	7	6		1670	«Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler. 
+40N	7	7		1680	«Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. 
+40N	7	8		1690	Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. 
+40N	7	9		1700	Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? 
+40N	7	10		1710	Ya da balık isterse ona yılan verir? 
+40N	7	11		1720	Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerde olan Babanızın, kendisinden dileyenlere güzel şeyler vereceği çok daha kesin değil mi? 
+40N	7	12		1730	«İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Kutsal Yasa'nın ve peygamberlerin söylediği budur. 
+40N	7	13		1740	«Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. 
+40N	7	14		1750	Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır. 
+40N	7	15		1760	«Sahte peygamberlerden sakının! Kuzu postuna bürünerek gelirler size, ama özde yırtıcı kurtlardır. 
+40N	7	16		1770	Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanabilir mi? 
+40N	7	17		1780	Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. 
+40N	7	18		1790	İyi ağaç kötü meyve veremez. Kötü ağaç da iyi meyve veremez. 
+40N	7	19		1800	İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. 
+40N	7	20		1810	Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız. 
+40N	7	21		1820	«Beni, `Rab! Rab!' diye çağıran herkes Göklerin Egemenliğine girecek değildir. Ancak göklerde olan Babamın isteğini yerine getiren girecektir. 
+40N	7	22		1830	O gün birçokları bana diyecek ki, `Rab! Rab! Biz senin adınla peygamberlik etmedik mi? Senin adınla cinler kovmadık mı? Senin adınla birçok mucize yapmadık mı?' 
+40N	7	23		1840	O zaman ben de onlara açıkça şöyle diyeceğim: `Ben sizi hiç tanımadım. Çekilin önümden, ey kötülük yapanlar!' 
+40N	7	24		1850	«İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerinde kuran akıllı adama benzer. 
+40N	7	25		1860	Yağmur yağmış, seller yükselmiş, yeller esmiş ve eve saldırmış; ama ev yıkılmamış. Çünkü kaya üzerine kurulmuştu. 
+40N	7	26		1870	Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerinde kuran budala adama benzer. 
+40N	7	27		1880	Yağmur yağmış, seller yükselmiş, yeller esmiş ve eve yüklenmiş. Ve ev çökmüş; çöküşü de korkunç olmuş.» 
+40N	7	28		1890	İsa konuşmasını bitirince, halk O'nun öğretişine şaşıp kaldı. 
+40N	7	29		1900	Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi ders veriyordu. 
+40N	8	1		1910	İsa dağdan inince büyük bir kalabalık O'nun ardından gitti. 
+40N	8	2		1920	Bu sırada cüzamlı bir adam yaklaşıp O'nun önünde yere kapanarak, «Rab» dedi, «eğer istersen beni temiz kılabilirsin.» 
+40N	8	3		1930	İsa elini uzatıp adama dokundu, «İsterim, temiz ol!» dedi. Adam hemen o anda cüzamdan temizlendi. 
+40N	8	4		1940	Sonra İsa adama, «Sakın kimseye bir şey söyleme!» dedi. «Git, kâhine görün ve cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın buyurduğu adağı sun.» 
+40N	8	5	-6	1950	İsa Kefernahum'a varınca bir yüzbaşı O'na gelip, «Ya Rab» diye yalvardı, «felçli uşağım korkunç acılar içinde evde yatıyor.» 
+40N	8	7		1960	İsa, «Gelip onu iyileştireceğim» dedi. 
+40N	8	8		1970	Ama yüzbaşı, «Rab, ben layık değilim ki, çatımın altına giresin!» karşılığını verdi. «Sen yeter ki bir söz söyle, uşağımiyileşir. 
+40N	8	9		1980	Ben de buyruk altında bir adamım, benim de buyruğumda askerlerim var. Birine, `Git' derim, gider; bir diğerine, `Gel' derim, gelir; köleme, `Şunu yap' derim, yapar.» 
+40N	8	10		1990	İsa, duyduğu bu sözlere hayran kaldı. Ardından gelenlere, «Size doğrusunu söyleyeyim» dedi, «ben böyle imanı İsrail'de kimsede görmedim. 
+40N	8	11		2000	Size şunu söyleyeyim, doğudan ve batıdan birçok insan gelecek, Göklerin Egemenliğinde İbrahim, İshak ve Yakup'la birlikte sofraya oturacaklar. 
+40N	8	12		2010	Ama bu egemenliğin asıl mirasçıları dışarıya, karanlığa atılacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.» 
+40N	8	13		2020	Sonra İsa yüzbaşıya, «Git, inandığın gibi olsun» dedi. Ve uşak o anda iyileşti. 
+40N	8	14		2030	İsa Petrus'un evine geldiğinde, onun kaynanasının ateşler içinde yattığını gördü. 
+40N	8	15		2040	İsa kadının eline dokununca ateşi düşüverdi. Kadın kalkıp İsa'ya hizmet etmeye başladı. 
+40N	8	16		2050	Akşam olunca cine tutsak birçok kişiyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları bir sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi. 
+40N	8	17		2060	Bu, Yeşaya peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu: «Zayıflıklarımızı O kaldırdı, hastalıklarımızı O yüklendi.» 
+40N	8	18		2070	İsa, çevresindeki kalabalığı görünce gölün karşı yakasına geçilmesini buyurdu. 
+40N	8	19		2080	O sırada din bilginlerinden biri gelip O'na şöyle dedi: «Öğretmenim, nereye gidersen, senin ardından geleceğim.» 
+40N	8	20		2090	İsa ona, «Tilkilerin ini, gökte uçan kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu'nun başını yaslayacak bir yeri yok» dedi. 
+40N	8	21		2100	Bir diğer öğrencisi İsa'ya, «Rab, izin ver de önce gidip babamı gömeyim» dedi. 
+40N	8	22		2110	İsa ona, «Sen ardımdan gel» dedi. «Ölüleri bırak, kendi ölülerini kendileri gömsünler.» 
+40N	8	23		2120	İsa kayığa binince, ardından öğrencileri de bindi. 
+40N	8	24		2130	Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar kayığın üzerinden aşıyordu. İsa ise uykuya dalmıştı. 
+40N	8	25		2140	Öğrenciler gidip O'nu uyandırarak, «Rab, kurtar bizi, batıyoruz!» dediler. 
+40N	8	26		2150	İsa, «Ey imanı kıt olanlar, neden korkuyorsunuz?» dedi. Sonra kalkıp rüzgârı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu. 
+40N	8	27		2160	Hepsi hayret içinde kaldı. «Bu nasıl bir adam ki, rüzgâr da göl de O'nun sözünü dinliyor?» dediler. 
+40N	8	28		2170	İsa gölün karşı yakasında Gadaralıların memleketine vardığında, cine tutsak iki kişi mezarlık mağaralardan çıkıp O'nu karşıladı. Bunlar öyle tehlikeliydi ki, o yoldan kimse geçemiyordu. 
+40N	8	29		2180	İsa'ya, «Ey Tanrı'nın Oğlu, bizden ne istiyorsun?» diye bağırdılar. «Buraya, zaman dolmadan bize işkence etmeye mi geldin?» 
+40N	8	30		2190	Onlardan uzakta otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. 
+40N	8	31		2200	Cinler İsa'ya, «Bizi kovacaksan, şu domuz sürüsüne gönder» diye yalvardılar. 
+40N	8	32		2210	İsa onlara, «Gidin!» dedi. Cinler de adamlardan çıkıp domuzların içine girdiler. O anda bütün sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu. 
+40N	8	33		2220	Domuzları güdenler ise kaçıp kente gittiler. Cinli adamlarla ilgili haberleri dahil, olup bitenlerin hepsini anlattılar. 
+40N	8	34		2230	Bunun üzerine bütün kent halkı İsa'yı karşılamaya çıktı. O'nu görünce bölgelerinden ayrılması için yalvardılar. 
+40N	9	1		2240	İsa bir kayığa binip karşı kıyıya geçti ve kendi kentine gitti. 
+40N	9	2		2250	Kendisine, şilteye yatırılmış felçli bir adam getirdiler. Onların imanını gören İsa felçliye, «Oğlum, cesur ol, günahların bağışlandı» dedi. 
+40N	9	3		2260	Bunun üzerine bazı din bilginleri içlerinden, «Bu adam Tanrı'ya küfrediyor!» dediler. 
+40N	9	4		2270	Onların ne düşündüklerini bilen İsa dedi ki, «Yüreğinizde neden kötü düşüncelere yer veriyorsunuz? 
+40N	9	5		2280	Hangisi daha kolay? `Günahların bağışlandı' demek mi, yoksa `Kalk, yürü' demek mi? 
+40N	9	6		2290	Ne var ki, İnsanoğlu'nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye...» Sonra felçliye, «Kalk, şilteni topla ve evine git!» dedi. 
+40N	9	7		2300	Adam da kalkıp evine gitti. 
+40N	9	8		2310	Halk bunu görünce korkuya kapıldı. İnsana böyle bir yetki veren Tanrı'yı yücelttiler. 
+40N	9	9		2320	İsa oradan geçerken, vergi toplama kulübesinde oturan birini gördü. Adı Matta olan bu adama, «Ardımdan gel» dedi. Adam da kalkıp İsa'nın ardından gitti. 
+40N	9	10		2330	Sonra İsa, Matta'nın evinde sofrada otururken, birçok vergi görevlisi ve günahkâr birçok kişi gelip O'nunla ve öğrencileriyle birlikte oturdu. 
+40N	9	11		2340	Bunu gören Ferisiler, İsa'nın öğrencilerine, «Sizin öğretmeniniz neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yemek yiyor?» diye sordular. 
+40N	9	12		2350	İsa söylenenleri işitince şöyle dedi: «Sağlamların değil, hastaların hekime ihtiyacı var. 
+40N	9	13		2360	Gidin de, `Ben kurban değil, merhamet isterim' sözünün anlamını öğrenin. Çünkü ben doğrukişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim.» 
+40N	9	14		2370	Bu arada Yahya'nın öğrencileri gelip İsa'ya, «Biz ve Ferisiler oruç tutuyoruz da, senin öğrencilerin niçin tutmuyor?» diye sordular. 
+40N	9	15		2380	İsa şöyle karşılık verdi: «Güvey hâlâ aralarındayken, davetliler yas tutar mı hiç? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman oruç tutacaklar. 
+40N	9	16		2390	Hiç kimse eski bir giysiyi çekmemiş bir kumaş parçasıyla yamamaz. Çünkü konulan yama, giysiden kopar ve yırtık daha kötü duruma gelir. 
+40N	9	17		2400	Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa tulumlar patlar; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara doldurulur, böylece her ikisi de korunmuş olur.» 
+40N	9	18		2410	İsa onlara bu sözleri söylerken bir havra yöneticisi gelip O'nun önünde yere kapanarak, «Kızım az önce öldü. Ama sen gelip elini onun üzerine koyarsan, dirilecek» dedi. 
+40N	9	19		2420	İsa kalkıp öğrencileriyle birlikte adamın ardından gitti. 
+40N	9	20		2430	Tam o sırada, on iki yıldır kanaması olan bir kadın İsa'nın arkasından yetişip giysisinin eteğine dokundu. 
+40N	9	21		2440	İçinden, «Giysisine bir dokunsam kurtulacağım» diyordu. 
+40N	9	22		2450	İsa arkasına dönüp onu görünce, «Cesur ol, kızım! İmanın seni kurtardı» dedi. Ve kadın o anda iyileşti. 
+40N	9	23	-24	2460	İsa, yöneticinin evine varıp kaval çalanlarla gürültülü kalabalığı görünce, «Çekilin!» dedi. «Kız ölmedi, sadece uyuyor.» Onlar ise kendisiyle alay ettiler. 
+40N	9	25		2470	Kalabalık dışarı çıkarılınca İsa içeri girip kızın elinden tuttu, kız da ayağa kalktı. 
+40N	9	26		2480	Bu olayın haberi o yörenin tümüne yayıldı. 
+40N	9	27		2490	İsa oradan ayrılırken iki kör adam, «Ey Davut Oğlu, halimize acı!» diye feryat ederek O'nun ardından gittiler. 
+40N	9	28		2500	İsa eve girince iki kör adam da yanına geldi. Onlara, «İstediğinizi yapabileceğime inanıyor musunuz?» diye sordu. Adamlar, «İnanıyoruz, ya Rab!» dediler. 
+40N	9	29		2510	Bunun üzerine İsa körlerin gözlerine dokunarak, «İmanınıza göre olsun» dedi. 
+40N	9	30		2520	Ve adamların gözleri açıldı. İsa, «Sakın kimse bunu bilmesin» diyerek onları kesin bir şekilde uyardı. 
+40N	9	31		2530	Onlar ise çıkıp İsa'yla ilgili haberi o yörenin tümüne yaydılar. 
+40N	9	32		2540	Adamlar çıkarken İsa'ya, cine tutsak dilsiz biri getirildi. 
+40N	9	33		2550	Cin kovulunca adamın dili çözüldü. Halk hayret içinde, «İsrail'de böylesi hiç görülmemiştir» diyordu. 
+40N	9	34		2560	Ferisiler ise, «Cinleri, cinlerin reisinin gücüyle kovuyor» diyorlardı. 
+40N	9	35		2570	İsa tüm kent ve köyleri dolaştı. Buralardaki havralarda ders veriyor, Göksel Egemenliğin müjdesini duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu. 
+40N	9	36		2580	Kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar. 
+40N	9	37		2590	O zaman İsa öğrencilerine şöyle dedi: «Ürün bol, ama işçi az. 
+40N	9	38		2600	Bu nedenle ürünün sahibi olan Rab'be yalvarın da, ürününü kaldıracak işçiler göndersin.» 
+40N	10	1		2610	İsa on iki öğrencisini yanına çağırdı; kötü ruhları kovmak ve her hastalığı, her illeti iyileştirmek üzere onlara kötü ruhlar üzerine yetki verdi. 
+40N	10	2	-4	2620	Bu on iki elçinin adları şöyle: birincisi Petrus adıyla bilinen Simun, onun kardeşi Andreya, Zebedi'nin oğulları Yakup ve Yuhanna, Filipus ve Bartalmay, Tomas ve vergi görevlisi Matta, Alfay oğlu Yakup ve Taday, Yurtsever Simun ve İsa'yı sonradan ele veren Yahuda İskariyot. 
+40N	10	5		2630	İsa Onikileri şu buyrukla halkın arasına gönderdi: «Diğer uluslara ait yerlere gitmeyin. Samiriyelilere ait kentlerin de hiçbirine uğramayın. 
+40N	10	6		2640	Bunun yerine, İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gidin. 
+40N	10	7		2650	Gittiğiniz her yerde Göklerin Egemenliğinin yaklaştığını duyurun. 
+40N	10	8		2660	Hastaları iyileştirin, ölüleri diriltin, cüzamlıları temiz kılın, cinleri kovun. Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin. 
+40N	10	9		2670	Kuşağınıza altın, gümüş, ya da bakır para koymayın. 
+40N	10	10		2680	Yolculuk için ne torba, ne yedek mintan, ne çarık, ne de değnek alın. Çünkü işçi kendi yiyeceğini hak eder. 
+40N	10	11		2690	Hangi kent ya da köye girerseniz, orada saygıdeğer birini arayın ve ayrılıncaya dek onunla kalın. 
+40N	10	12		2700	Onun evine girerken, evdekilere esenlik dileyin. 
+40N	10	13		2710	Eğer o evdekiler buna layıksa, dilediğiniz esenlik onların üzerinde kalsın; layık değillerse, dilediğiniz esenlik size geri dönsün. 
+40N	10	14		2720	Sizi kabul etmeyen, sözlerinizi dinlemeyen bir evden ya da bir kentten ayrılırken, ayaklarınızın tozunu silkin. 
+40N	10	15		2730	Size doğrusunu söyleyeyim, yargı günü Sodom ve Gomora diyarının hali o kentin halinden daha dayanılır olacaktır. 
+40N	10	16		2740	«İşte, kurtların arasına koyunlar gibi gönderiyorum sizi. Yılan gibi akıllı, güvercin gibi saf olun. 
+40N	10	17		2750	İnsanlardan sakının. Sizi mahkemelere verecekler, havralarında kamçılayacaklar. 
+40N	10	18		2760	Hatta benden ötürü valilerin ve kralların önüne çıkarılacaksınız. Böylece onlara ve uluslara tanıklık edeceksiniz. 
+40N	10	19		2770	Sizleri mahkemeye verdikleri zaman, neyi nasıl söyleyeceğinizi düşünerek kaygılanmayın. Ne söyleyeceğiniz o anda size bildirilecek. 
+40N	10	20		2780	Çünkü konuşacak olan siz olmayacaksınız, Babanızın Ruhu sizin aracılığınızla konuşacaktır. 
+40N	10	21		2790	«Kardeş kardeşini, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne babalarına baş kaldırıp onları öldürtecekler.
+40N	10	22		2800	Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır. 
+40N	10	23		2810	Bir kentte size zulmettikleri zaman ötekine kaçın. Size doğrusunu söyleyeyim, İnsanoğlu gelinceye dek İsrail'in tüm kentlerini dolaşmış olmayacaksınız. 
+40N	10	24		2820	«Öğrenci öğretmeninden, köle de efendisinden üstün değildir. 
+40N	10	25		2830	Öğrencinin öğretmeni gibi, kölenin de efendisi gibi olması yeterlidir. Eğer insanlar evin efendisine Beelzebub derlerse, ev halkına daha neler demezler! 
+40N	10	26		2840	«Bunun için onlardan korkmayın. Örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. 
+40N	10	27		2850	Size karanlıkta söylediklerimi, siz gün ışığında söyleyin. Kulağınıza fısıldananı, damlardan duyurun. 
+40N	10	28		2860	Bedeni öldüren, ama canı öldürmeye gücü yetmeyenlerden korkmayın. Hem canı hem de bedeni cehennemde mahvedecek güçte olan Tanrı'dan korkun. 
+40N	10	29		2870	İki serçe bir meteliğe satılmıyor mu? Ama Babanızın oluru olmadan bunlardan bir teki bile yere düşmez. 
+40N	10	30		2880	Size gelince, başınızdaki saçlar bile tek tek sayılıdır. 
+40N	10	31		2890	Öyleyse korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz. 
+40N	10	32		2900	«İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerde olan Babamın önünde açıkça kabul edeceğim. 
+40N	10	33		2910	İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de göklerde olan Babamın önünde inkâr edeceğim. 
+40N	10	34		2920	«Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil, kılıç getirmeye geldim. 
+40N	10	35		2930	Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık sokmaya geldim. 
+40N	10	36		2940	`İnsanın düşmanları, kendi ev halkı olacaktır.' 
+40N	10	37		2950	Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven, bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven, bana layık değildir. 
+40N	10	38		2960	Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen, bana layık değildir. 
+40N	10	39		2970	Canını kurtaran, onu yitirecek. Benim uğruma canını yitiren ise onu kurtaracaktır. 
+40N	10	40		2980	«Sizi kabul eden, beni kabul etmiş olur. Beni kabul eden de beni göndereni kabul etmiş olur. 
+40N	10	41		2990	Bir peygamberi, peygamber olduğu için kabul eden, peygambere yaraşan bir ödül alacak. Doğru bir adamı, doğru biri olduğu için kabul eden, doğru adama yaraşan bir ödül alacak. 
+40N	10	42		3000	Bu sıradan kişilerden herhangi birine, öğrencim olduğu için bir bardak soğuk su bile içiren, size doğrusunu söyleyeyim, ödülsüz kalmayacaktır.» 
+40N	11	1		3010	İsa, on iki öğrencisine bütün bu buyrukları verdikten sonraonların kentlerinde ders vermek ve Tanrı sözünü duyurmak üzere oradan ayrıldı. 
+40N	11	2	-3	3020	Tutukevinde bulunan Yahya, Mesih'in yaptığı işleri duyunca, O'na gönderdiği öğrencileri aracılığıyla şunu sordu: «Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?» 
+40N	11	4		3030	İsa onlara şöyle karşılık verdi: «Gidin, işitip gördüklerinizi Yahya'ya bildirin. 
+40N	11	5		3040	Körlerin gözleri açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler diriliyor ve müjde yoksullara duyuruluyor. 
+40N	11	6		3050	Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne mutlu!» 
+40N	11	7		3060	Yahya'nın öğrencileri ayrılırken İsa halka Yahya'dan söz etmeye başladı. «Çöle ne görmeye gittiniz?» dedi. «Rüzgârda sallanan bir kamış mı? 
+40N	11	8		3070	Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Zarif giysilere bürünmüş bir adam mı? Oysa zarif giysiler giyenler, kralların saraylarında bulunur. 
+40N	11	9		3080	Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Ve size şunu söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür. 
+40N	11	10		3090	'Bak, habercimi senin önünden gönderiyorum; o önden gidip senin yolunu hazırlayacak' diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir. 
+40N	11	11		3100	Size doğrusunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında, Vaftizci Yahya'dan daha üstün olanı ortaya çıkmamıştır. Bununla birlikte, Göklerin Egemenliğinde en küçük olan, ondan üstündür. 
+40N	11	12		3110	Vaftizci Yahya'nın ortaya çıktığı günden bu yana Göklerin Egemenliği zorlanıyor, zorlu kişiler onu ele geçirmeye çalışıyor. 
+40N	11	13		3120	Yahya'ya dek tüm peygamberlerle Kutsal Yasa, olacakları önceden bildirdiler. 
+40N	11	14		3130	Eğer bunu kabul etmek isterseniz, gelecek olan İlyas odur. 
+40N	11	15		3140	Kulağı olan, işitsin! 
+40N	11	16	-17	3150	«Ben bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Çarşı meydanlarında oturup arkadaşlarına, `Size kaval çaldık, oynamadınız; ağıt yaktık, dövünmediniz' diye seslenen çocuklara benziyorlar. 
+40N	11	18		3160	Yahya geldiği zaman oruç tutup içkiden kaçındı, ona `cinli' diyorlar. 
+40N	11	19		3170	İnsanoğlu geldiği zaman hem yedi, hem içti. Bu kez de diyorlar ki, `Şu obur ve ayyaş adama bakın! Vergi görevlileri ve günahkârlarla dost oldu!' Ne var ki bilgelik, ortaya koyduğu işlerle doğrulanır.» 
+40N	11	20	-21	3180	Sonra İsa, mucizelerinin çoğunu yapmış olduğu kentleri, tövbe etmedikleri için şöyle azarlamaya başladı: «Vay haline, ey Horazin! Vay haline, ey Beytsayda! Sizlerde yapılan mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı, onlar çoktan çulla örtünüp kül içinde oturarak tövbe etmiş olurlardı. 
+40N	11	22		3190	Size şunu söyleyeyim, yargı günü Sur ve Sayda'nın hali sizinkinden daha dayanılır olacak! 
+40N	11	23		3200	Ya sen, ey Kefernahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, sen ta ölüler diyarına ineceksin! Çünkü sende yapılan mucizeler Sodom'da yapılmış olsaydı, o kent bugüne dek ayakta kalırdı.
+40N	11	24		3210	Sana şunu söyleyeyim, yargı günü Sodom diyarının hali, seninkinden daha dayanılır olacak!» 
+40N	11	25		3220	İsa bundan sonra şöyle dedi: «Baba, göğün ve yerin Rabbi! Bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçük çocuklara açtığın için sana şükrederim. 
+40N	11	26		3230	Evet Baba, bunun böyle olması senin isteğindi. 
+40N	11	27		3240	«Babam her şeyi bana emanet etti. Oğul'u, Baba'dan başka kimse tanımaz. Oğul'dan ve Oğul'un Baba'yı tanıtmayı dilediği kişilerden başkası da Baba'yı tanımaz. 
+40N	11	28		3250	«Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size huzur veririm. 
+40N	11	29		3260	Ben yumuşak huylu ve alçakgönüllüyüm. Boyunduruğuma girin ve benden öğrenin, böylece canlarınız huzur bulur. 
+40N	11	30		3270	Boyunduruğum kolay taşınır, vereceğim yük de hafiftir.» 
+40N	12	1		3280	O sıralarda, bir Sept günü İsa ekinler arasından geçiyordu. Acıkmış olan öğrencileri başakları koparıp yemeye başladılar. 
+40N	12	2		3290	Bunu gören Ferisiler İsa'ya, «Bak, senin öğrencilerin Sept günü yapılması yasak olanı yapıyorlar» dediler. 
+40N	12	3		3300	İsa onlara, «Davut'un, yanındakilerle birlikte acıkınca ne yaptığını okumadınız mı?» diye sordu. 
+40N	12	4		3310	«Tanrı'nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak olan, ancak kâhinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yedi. 
+40N	12	5		3320	Ya da kâhinlerin her hafta tapınakta Sept günüyle ilgili buyruğu çiğnedikleri halde suçlu duruma düşmediklerini Kutsal Yasa'da okumadınız mı? 
+40N	12	6		3330	Size şunu söyleyeyim, burada tapınaktan daha üstün bir şey var. 
+40N	12	7		3340	Eğer siz, `Ben kurban değil, merhamet isterim' sözünün anlamını bilseydiniz, suçsuz kişileri yargılamazdınız. 
+40N	12	8		3350	Çünkü İnsanoğlu Sept gününün de Rabbidir.» 
+40N	12	9		3360	İsa oradan ayrılıp onların havrasına gitti. 
+40N	12	10		3370	Orada eli sakat bir adam vardı. İsa'yı suçlamak amacıyla kendisine, «Sept günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur?» diye sordular. 
+40N	12	11		3380	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Hanginizin bir koyunu olur da Sept günü çukura düşerse onu tutup çıkarmaz? 
+40N	12	12		3390	İnsan, koyundan ne kadar daha değerlidir! O halde Sept günü iyilik yapmak Yasa'ya uygundur.» 
+40N	12	13		3400	Sonra adama, «Elini uzat» dedi. Adam elini uzattı. Sakat el, öbürü gibi eski sağlam durumuna geliverdi. 
+40N	12	14		3410	Dışarı çıkan Ferisiler ise İsa'yı yok etmek için anlaştılar. 
+40N	12	15		3420	İsa bunu bildiği için oradan ayrıldı. Birçok kişi O'nun ardından gitti, O da hepsini iyileştirdi. 
+40N	12	16		3430	Kendisini başkalarınatanıtmamaları için onları uyardı. 
+40N	12	17	-18	3440	Bu, Yeşaya peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu: «İşte, benim seçtiğim kulum, canımın hoşnut olduğu sevgili kulum. Ruhumu O'nun üzerine koyacağım, O da adaleti uluslara ilan edecek. 
+40N	12	19		3450	Çekişip bağırmayacak, yollarda kimse O'nun sesini duymayacak. 
+40N	12	20		3460	Ezilmiş kamışı kırmayacak, tüten fitili söndürmeyecek, ve sonunda adaleti zafere ulaştıracak. 
+40N	12	21		3470	Uluslar da O'nun adına ümit bağlayacak.» 
+40N	12	22		3480	Daha sonra İsa'ya, cine tutsak, kör ve dilsiz biri getirildi. İsa adamı iyileştirdi. Öyle ki, adamın dili çözüldü, gözleri görmeye başladı. 
+40N	12	23		3490	Bütün kalabalık şaşırıp kaldı. «Bu, Davut'un Oğlu olabilir mi?» diye soruyorlardı. 
+40N	12	24		3500	Ferisiler bunu duyunca, «Bu adam cinleri, ancak cinlerin reisi Beelzebub'un gücüyle kovuyor» dediler. 
+40N	12	25		3510	Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: «Kendi içinde bölünmüş olan her ülke yıkıma uğrar. Kendi içinde bölünmüş hiçbir kent ya da ev ayakta kalamaz. 
+40N	12	26		3520	Eğer Şeytan Şeytan'ı kovarsa, kendi içinde bölünmüş demektir. Bu durumda onun egemenliği nasıl ayakta kalabilir? 
+40N	12	27		3530	Eğer ben cinleri Beelzebub'un gücüyle kovuyorsam, sizin adamlarınız cinleri kimin gücüyle kovuyorlar? Sizi bu durumda kendi adamlarınız yargılayacak. 
+40N	12	28		3540	Ama ben cinleri Tanrı'nın Ruhuyla kovuyorsam, Tanrı'nın Egemenliği üzerinize gelmiş demektir. 
+40N	12	29		3550	«Bir kimse güçlü adamın evine girip onun malını nasıl çalabilir? Ancak önceden o güçlü adamı bağlarsa, onun evini soyabilir. 
+40N	12	30		3560	«Benden yana olmayan bana karşıdır. Benimle birlikte toplamayan dağıtıyor demektir. 
+40N	12	31		3570	Bunun için size diyorum ki, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak; ama Ruh'a karşı yapılan küfür bağışlanmayacak. 
+40N	12	32		3580	İnsanoğlu'na karşı bir söz söyleyen, bağışlanacak; ama Kutsal Ruh'a karşı bir söz söyleyen, ne bu çağda, ne de gelecek çağda bağışlanacaktır. 
+40N	12	33		3590	«Ya ağacı iyi, meyvesini de iyi sayın; ya da ağacı kötü, meyvesini de kötü sayın. Çünkü her ağaç meyvesinden tanınır. 
+40N	12	34		3600	Sizi engerekler soyu! Kötü olan sizler nasıl iyi sözler söyleyebilirsiniz? Çünkü ağız yürekten taşanı söyler. 
+40N	12	35		3610	İyi insan, içindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan ise içindeki kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. 
+40N	12	36		3620	Size şunu söyleyeyim, insanlar, söyleyecekleri her boş söz için yargı gününde hesap verecekler. 
+40N	12	37		3630	Kendi sözlerinizle aklanacak, yine kendi sözlerinizle suçlu çıkarılacaksınız.» 
+40N	12	38		3640	Bu arada bazı din bilginleri ve Ferisiler söz alarak şöyle dediler: «Öğretmenimiz, senden doğaüstü bir belirti görmek istiyoruz.» 
+40N	12	39		3650	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Yunus peygamberin belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek. 
+40N	12	40		3660	Yunus, nasıl üç gün üç gece o koca balığın karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında kalacak. 
+40N	12	41		3670	Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır. 
+40N	12	42		3680	Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü kraliçe, Süleyman'ın bilgece sözlerini dinlemek için dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, Süleyman'dan daha üstün olan buradadır. 
+40N	12	43		3690	«Kötü ruh kişinin içinden çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar, ama bulamaz. 
+40N	12	44		3700	O zaman, `Çıktığım eve, kendi evime döneyim' der. Eve gelince orayı bomboş, süpürülmüş ve düzeltilmiş bulur. 
+40N	12	45		3710	Bunun üzerine gider, yanına kendisinden kötü yedi ruh daha alır ve eve girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur. Bu kötü kuşağın başına gelecek olan da budur.» 
+40N	12	46		3720	İsa hâlâ halka seslenmekteyken, annesiyle kardeşleri geldi. O'nunla konuşmak isteyerek dışarıda durdular. 
+40N	12	47		3730	Birisi İsa'ya, «Bak» dedi, «annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seninle konuşmak istiyorlar.» 
+40N	12	48		3740	İsa, kendisiyle konuşana şu karşılığı verdi: «Kimdir annem, kimdir kardeşlerim?» 
+40N	12	49		3750	Eliyle öğrencilerini göstererek, «İşte annem, işte kardeşlerim!» dedi. 
+40N	12	50		3760	«Göklerdeki Babamın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.» 
+40N	13	1		3770	Aynı gün İsa evden çıktı, gidip gölün kıyısında oturdu. 
+40N	13	2		3780	Çevresinde öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, kendisi bir kayığa binip oturdu. Bütün kalabalık kıyıda duruyordu. 
+40N	13	3		3790	İsa onlara benzetmelerle birçok şey anlattı. «Bakın» dedi, «ekincinin biri tohum ekmeye çıkmış. 
+40N	13	4		3800	Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düşmüş. Kuşlar gelip bunları yemiş. 
+40N	13	5		3810	Kimi, toprağı az olan kayalık yerlere düşmüş. Toprak derin olmadığından hemen filizlenmişler. 
+40N	13	6		3820	Ne var ki, güneş doğunca kavrulmuşlar, kök salamadıkları için kuruyup gitmişler. 
+40N	13	7		3830	Kimi, dikenler arasına düşmüş. Dikenler büyümüş, filizleri boğmuş. 
+40N	13	8		3840	Kimi ise iyi toprağa düşmüş. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı da otuz kat ürün vermiş. 
+40N	13	9		3850	Kulağı olan işitsin!» 
+40N	13	10		3860	Öğrencileri gelip İsa'ya, «Halka neden benzetmelerle sesleniyorsun?» diye sordular. 
+40N	13	11		3870	İsa şu cevabı verdi: «Göklerin Egemenliğinin sırlarını anlama yeteneği size verildi, ama onlara verilmedi. 
+40N	13	12		3880	Kimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak. 
+40N	13	13		3890	Onlara benzetmelerle seslenmemin nedeni budur. Çünkü, `Gördükleri halde görmezler. Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.' 
+40N	13	14		3900	«Yeşaya'nın şu peygamberlik sözü onların bu durumunda gerçekleşmiş oluyor: `Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz! 
+40N	13	15		3910	Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, kulakları ağır işitir oldu. Gözlerini de kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, kulakları işitmesin, yürekleri anlamasın, ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.' 
+40N	13	16		3920	«Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor! 
+40N	13	17		3930	Size doğrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doğru kişiler sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler. 
+40N	13	18		3940	«Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin. 
+40N	13	19		3950	Her kim Göksel Egemenlikle ilgili sözü işitir de anlamazsa, Şeytan gelir, onun yüreğine ekileni söker götürür. Yol kenarına ekilen tohum işte budur. 
+40N	13	20	-21	3960	Kayalık yerlere ekilen ise işittiği sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadığı için ancak bir süre dayanan kişidir. Böyle biri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşer. 
+40N	13	22		3970	Dikenler arasında ekilen de şudur: sözü işitir, ama dünyasal kaygılar ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller. 
+40N	13	23		3980	İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat.» 
+40N	13	24		3990	İsa onlara başka bir benzetme anlattı: «Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer» dedi. 
+40N	13	25		4000	«Ne var ki, herkes uyurken, adamın düşmanı gelmiş ve buğdayın arasına delice ekip gitmiş. 
+40N	13	26		4010	Ekin gelişip başak salınca, deliceler de görünmüş. 
+40N	13	27		4020	«Mal sahibinin köleleri gelip ona şöyle demişler: `Efendimiz, sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Öyleyse delice nereden çıktı?' 
+40N	13	28		4030	«O da onlara, `Bunu bir düşman yapmıştır' demiş. «`Gidip deliceleri toplamamızı ister misin?' diye sormuş köleler. 
+40N	13	29		4040	«`Hayır' demiş. `Deliceleri toplarken belki buğdayı da sökersiniz. 
+40N	13	30		4050	Ekinin biçileceği zamana kadar bırakın, ikisi yan yana büyüsün. Ekin biçme zamanı gelince orakçılara diyeceğim ki,Önce deliceleri toplayın, yakılmak üzere demet yapın. Buğdayı ise toplayıp ambarıma koyun.'» 
+40N	13	31		4060	İsa onlara bir benzetme daha anlattı: «Göklerin Egemenliği bir adamın alıp tarlasına ektiği hardal tanesine benzer» dedi. 
+40N	13	32		4070	«Hardal tüm tohumların en küçüğü olduğu halde, gelişince bahçe bitkilerinin boyunu aşar, ağaç olur. Öyle ki, gökte uçan kuşlar gelip dallarında barınır.» 
+40N	13	33		4080	İsa onlara başka bir benzetme anlattı: «Göklerin Egemenliği, bir kadının alıp tüm hamuru kabartmak için üç ölçek<sub></sub> una karıştırdığı mayaya benzer.» 
+40N	13	34		4090	İsa bütün bunları halka benzetmelerle anlattı. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. 
+40N	13	35		4100	Bu, peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu: «Ağzımı benzetmeler anlatarak açacağım, dünyanın kuruluşundan beri gizli kalmış sırları dile getireceğim.» 
+40N	13	36		4110	Bundan sonra İsa halkı bırakıp eve gitti. Öğrencileri yanına gelip, «Tarladaki delicelerle ilgili benzetmeyi bize açıkla» dediler. 
+40N	13	37		4120	İsa, «İyi tohumu eken, İnsanoğlu'dur» diye karşılık verdi. 
+40N	13	38		4130	«Tarla ise dünyadır. İyi tohum, Göksel Egemenliğin oğulları, deliceler de kötü olanın oğullarıdır. 
+40N	13	39		4140	Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Ekin biçme zamanı, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir. 
+40N	13	40		4150	«Deliceler nasıl toplanıp ateşte yakılıyorsa, çağın sonunda da böyle olacak. 
+40N	13	41	-42	4160	İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. 
+40N	13	43		4170	Doğru kişiler o zaman Babalarının egemenliğinde güneş gibi parlayacaklar. Kulağı olan işitsin! 
+40N	13	44		4180	«Göklerin Egemenliği, tarlada saklı bir defineye benzer. Bunu bulan adam yine saklamış. Sevinç içinde gitmiş, varını yoğunu satıp o tarlayı satın almış. 
+40N	13	45		4190	«Yine Göklerin Egemenliği, güzel inciler arayan bir tüccara benzer. 
+40N	13	46		4200	Tüccar, çok değerli bir inci bulunca gitmiş, varını yoğunu satıp o inciyi satın almış. 
+40N	13	47		4210	«Yine Göklerin Egemenliği, denize atılan ve her çeşit balığı toplayan bir ağa benzer. 
+40N	13	48		4220	Ağ dolunca onu kıyıya çekerler. Yere oturup yararlı balıkları seçer ve kaplara koyarlar, yararsız olanları atarlar. 
+40N	13	49	-50	4230	Çağın sonunda da böyle olacak. Meleklergelip kötü kişileri doğruların arasından ayıracaklar ve onları kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. 
+40N	13	51		4240	«Bütün bunları anladınız mı?» diye sordu İsa. O'na, «Evet» karşılığını verdiler. 
+40N	13	52		4250	O da onlara, «İşte böylece Göklerin Egemenliği için eğitilmiş her din bilgini, hazinesinden hem yeni hem eski değerler çıkaran bir mal sahibine benzer» dedi. 
+40N	13	53		4260	İsa bütün bu benzetmeleri anlattıktan sonra oradan ayrıldı. 
+40N	13	54		4270	Kendi memleketine gitti ve oradaki havrada halka ders vermeye başladı. Halk şaşıp kalmıştı. «Adamın bu bilgeliği ve mucizeler yaratan gücü nereden geliyor?» diyorlardı. 
+40N	13	55		4280	«Marangozun oğlu değil mi bu? Annesinin adı Meryem değil mi? Yakup, Yusuf, Simun ve Yahuda O'nun kardeşleri değil mi? 
+40N	13	56		4290	Kızkardeşlerinin hepsi aramızda yaşamıyor mu? O halde O'nun bütün bu yaptıkları nereden geliyor?» 
+40N	13	57		4300	Ve gücenip O'nu reddettiler. Ama İsa onlara şöyle dedi: «Bir peygamber, kendi memleketinden ve evinden başka yerde hor görülmez.» 
+40N	13	58		4310	İmansızlıklarından ötürü İsa orada pek fazla mucize yapmadı. 
+40N	14	1	-2	4320	O günlerde İsa'yla ilgili haberleri duyan bölge kralı Hirodes, adamlarına, «Bu, Vaftizci Yahya'dır» dedi. «Ölümden dirilmiştir. Olağanüstü güçlerin O'nda etkin olmasının nedeni de budur.» 
+40N	14	3		4330	Hirodes, kardeşi Filipus'un karısı Hirodiya yüzünden Yahya'yı tutuklatmış, bağlatıp zindana attırmıştı. 
+40N	14	4		4340	Çünkü Yahya Hirodes'e, «O kadınla evlenmen Kutsal Yasa'ya aykırıdır» demişti. 
+40N	14	5		4350	Hirodes Yahya'yı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü halk Yahya'yı peygamber sayıyordu. 
+40N	14	6	-7	4360	Hirodes'in doğum günü şenliği sırasında Hirodiya'nın kızı ortaya çıkıp dans etti. Bu, Hirodes'in öyle hoşuna gitti ki, ant içerek kıza her ne dilerse vereceğini söyledi. 
+40N	14	8		4370	Kız, annesinin kışkırtmasıyla, «Bana şimdi, bir tepsi üzerinde Vaftizci Yahya'nın başını ver» dedi. 
+40N	14	9		4380	Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan ötürü bu dileğin yerine getirilmesini buyurdu. 
+40N	14	10		4390	Adam gönderip zindanda Yahya'nın başını kestirdi. 
+40N	14	11		4400	Bir tepsi üzerinde getirilen baş genç kıza verildi, kız da bunu annesine götürdü. 
+40N	14	12		4410	Yahya'nın öğrencileri gelip cesedi aldılar ve gömdüler. Sonra gidip İsa'ya haber verdiler. 
+40N	14	13		4420	İsa bunu duyunca, tek başına tenha bir yere çekilmek üzerebir kayıkla oradan ayrıldı. Bunu öğrenen halk, kentlerden çıkıp O'nu yaya olarak izledi. 
+40N	14	14		4430	İsa kayıktan inince büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Onlara acıdı ve hasta olanlarını iyileştirdi. 
+40N	14	15		4440	Akşama doğru öğrencileri O'nun yanına gelip dediler ki, «Burası ıssız bir yer, vakit de artık geç oldu. Halkı salıver de köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar.» 
+40N	14	16		4450	İsa, «Gitmelerine gerek yok, onlara siz yiyecek verin» dedi. 
+40N	14	17		4460	Öğrenciler, «Burada beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok ki» dediler. 
+40N	14	18		4470	İsa, «Onları buraya, bana getirin» dedi. 
+40N	14	19		4480	Halka çimenlerin üzerine oturmalarını buyurduktan sonra, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe dikerek şükran duasını yaptı; sonra ekmekleri bölüp öğrencilerine verdi, onlar da halka dağıttılar. 
+40N	14	20		4490	Herkes yiyip doyduktan sonra on iki sepet dolusu yemek artığı topladılar. 
+40N	14	21		4500	Yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç, yaklaşık beş bin erkekti. 
+40N	14	22		4510	Bundan hemen sonra İsa öğrencilerine, kayığa binip kendisinden önce karşı yakaya geçmelerini buyurdu. Bu arada kendisi halkı salıverecekti. 
+40N	14	23		4520	Halkı salıverdikten sonra dua etmek için tek başına dağa çıktı. Akşam olurken orada yalnızdı. 
+40N	14	24		4530	O sırada kayık kıyıdan bir hayli uzakta dalgalarla boğuşuyordu. Çünkü rüzgâr karşı yönden esiyordu. 
+40N	14	25		4540	Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı. 
+40N	14	26		4550	Öğrenciler, O'nun gölün üstünde yürüdüğünü görünce dehşete kapıldılar. «Bu bir hayalet!» diyerek korkuyla bağrıştılar. 
+40N	14	27		4560	Ama İsa hemen onlara seslenerek, «Cesur olun! Ben'im, korkmayın!» dedi. 
+40N	14	28		4570	Petrus buna karşılık, «Ya Rab» dedi, «eğer sen isen, buyruk ver de su üstünde yürüyerek sana geleyim.» 
+40N	14	29		4580	İsa, «Gel!» dedi. Petrus da kayıktan indi, su üstünde yürüyerek İsa'ya yaklaştı. 
+40N	14	30		4590	Ama rüzgârın ne kadar güçlü estiğini görünce korktu, batmaya başladı. «Rab, beni kurtar!» diye bağırdı. 
+40N	14	31		4600	İsa hemen elini uzatıp onu tuttu. Ona, «Ey imanı kıt adam, neden kuşkuya düştün?» dedi. 
+40N	14	32		4610	Onlar kayığa bindikten sonra rüzgâr dindi. 
+40N	14	33		4620	Kayıktakiler, «Sen gerçekten Tanrı'nın Oğlusun» diyerek O'na tapındılar. 
+40N	14	34		4630	Karşı yakaya vardıklarında Ginesar'da karaya çıktılar. 
+40N	14	35		4640	Oranın halkı İsa'yı tanıyınca bütün yöreye haber salıp hastaların hepsini O'na getirdiler. 
+40N	14	36		4650	Sadece giysisinin eteğine dokunmalarına izin vermesi için yalvardılar. Dokunanların hepsi de iyileşti. 
+40N	15	1	-2	4660	Bu sırada Kudüs'ten bazı Ferisiler ve din bilginleri İsa'ya gelip şunu sordular: «Senin öğrencilerin neden atalarımızın geleneğine karşı geliyorlar? Yemekten önce ellerini yıkamıyorlar.» 
+40N	15	3		4670	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Ya siz, neden geleneğiniz uğruna Tanrı buyruğuna karşı geliyorsunuz? 
+40N	15	4		4680	Tanrı şöyle buyurdu: `Annene babana saygı göster' ve, `Annesine ya da babasına söven mutlaka ölümle cezalandırılsın.' 
+40N	15	5	-6	4690	Ama siz, `Her kim anne ya da babasına, benden alacağın tüm maddi yardım Tanrı'ya adanmıştır derse, artık babasına saygı göstermek zorunda değildir' diyorsunuz. Böylelikle, geleneğiniz uğruna Tanrı'nın sözünü geçersiz kılmış oluyorsunuz. 
+40N	15	7	-8	4700	Ey ikiyüzlüler! Yeşaya'nın sizinle ilgili şu peygamberlik sözü ne doğrudur: `Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzaktır. 
+40N	15	9		4710	Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan kurallarıdır.'» 
+40N	15	10		4720	İsa, halkı yanına çağırıp onlara, «Dinleyin ve şunu belleyin» dedi. 
+40N	15	11		4730	«İnsanı kirleten, ağzına giren değildir. Ağzından çıkandır insanı kirleten.» 
+40N	15	12		4740	Bu sırada öğrencileri O'na gelip, «Biliyor musun, Ferisiler bu sözü duyunca gücendiler» dediler. 
+40N	15	13		4750	İsa şu karşılığı verdi: «Göksel Babamın dikmediği her fidan kökünden sökülecek. 
+40N	15	14		4760	Bırakın onları; onlar körlerin kör kılavuzlarıdır. Eğer kör köre kılavuzluk ederse, her ikisi de çukura düşer.» 
+40N	15	15		4770	Petrus, «Bu benzetmeyi bize açıkla» dedi. 
+40N	15	16		4780	«Siz de mi hâlâ anlamıyorsunuz?» diye sordu İsa. 
+40N	15	17		4790	«Ağza giren her şeyin mideye indiğini, oradan da ayakyoluna atıldığını bilmiyor musunuz? 
+40N	15	18		4800	Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. 
+40N	15	19		4810	Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, cinsel ahlaksızlık, hırsızlık, yalan tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır. 
+40N	15	20		4820	İnsanı kirleten bunlardır. Yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez.» 
+40N	15	21		4830	İsa oradan ayrılıp Sur ve Sayda bölgesine geçti. 
+40N	15	22		4840	O yöreden Kenanlı bir kadın İsa'ya gelip, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halime acı! Kızım cine tutsak, çok kötü durumda» diye feryat etti. 
+40N	15	23		4850	İsa kadına hiçbir karşılık vermedi. Öğrencileri yaklaşıp, «Sal şunu, gitsin!» diye rica ettiler. «Arkamızdan bağırıp duruyor.» 
+40N	15	24		4860	İsa, «Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim» diye cevap verdi. 
+40N	15	25		4870	Kadın ise yaklaşıp, «Ya Rab, bana yardım et!» diyerek O'nun önünde yere kapandı. 
+40N	15	26		4880	İsa ona, «Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir» dedi. 
+40N	15	27		4890	Kadın, «Haklısın, Rab» dedi. «Ama köpekler de efendilerinin sofrasından düşen kırıntıları yer.» 
+40N	15	28		4900	O zaman İsa ona şu karşılığı verdi: «Ey kadın, imanın büyük! Dilediğin gibi olsun.» Ve kadının kızı o saatte iyileşti. 
+40N	15	29		4910	İsa oradan ayrıldı, Celile gölünün kıyısından geçerek dağa çıkıp oturdu. 
+40N	15	30		4920	Yanına büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta vardı. Hastaları O'nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi. 
+40N	15	31		4930	Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların sağlam oluverdiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü görünce şaştı ve İsrail'in Tanrısını yüceltti. 
+40N	15	32		4940	İsa öğrencilerini yanına çağırıp, «Halka acıyorum» dedi. «Üç gündür yanımdalar ve yiyecek hiçbir şeyleri yok. Onları aç aç evlerine göndermek istemiyorum, yolda bayılabilirler.» 
+40N	15	33		4950	Öğrenciler kendisine, «Böyle ıssız bir yerde bu kadar kalabalığı doyuracak ekmeği nereden bulalım?» dediler. 
+40N	15	34		4960	İsa, «Kaç ekmeğiniz var?» diye sordu. «Yedi ekmekle birkaç küçük balığımız var» dediler. 
+40N	15	35		4970	Bunun üzerine İsa, halka yere oturmalarını buyurdu. 
+40N	15	36		4980	Yedi ekmekle balıkları aldı, şükredip bunları böldü, öğrencilerine verdi. Onlar da halka dağıttılar. 
+40N	15	37		4990	Herkes yiyip doyduktan sonra yedi küfe dolusu yemek artığı topladılar. 
+40N	15	38		5000	Yemek yiyenlerin sayısı, kadın ve çocuklar hariç, dört bin erkekti. 
+40N	15	39		5010	İsa, halkı salıverdikten sonra kayığa binip Magadan bölgesine geçti.  
+40N	16	1		5020	Ferisilerle Sadukiler İsa'nın yanına geldiler. O'nu sınamak amacıyla kendilerine gökten bir belirti göstermesini istediler. 
+40N	16	2		5030	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Akşam olunca siz, `Gökyüzünün rengi kızıl olduğuna göre hava iyi olacak' dersiniz. 
+40N	16	3		5040	Sabahleyin, `Bugün gök kızıl ve bulutlu. Hava bozacak' dersiniz. Gökyüzünün görünümünü yorumlayabiliyorsunuz da, belirli zamanlarla ilgili belirtileri yorumlayamıyor musunuz? 
+40N	16	4		5050	Kötü ve vefasız kuşak bir belirti istiyor! Ama ona Yunus'un belirtisinden başka bir belirti gösterilmeyecek.» Sonra İsa onları bırakıp gitti. 
+40N	16	5		5060	Öğrenciler gölün karşı yakasına geçerken ekmek almayı unutmuşlardı. 
+40N	16	6		5070	İsa onlara, «Dikkatli olun, Ferisilerin ve Sadukilerin mayasından kaçının!» dedi. 
+40N	16	7		5080	Onlar ise kendi aralarında konuşarak, «Ekmek almadığımız için böyle diyor» dediler. 
+40N	16	8		5090	Bunun farkında olan İsa şöyle dedi: «Ey imanı kıt olanlar! Ekmeğiniz yok diye aranızda ne konuşup duruyorsunuz? 
+40N	16	9	-10	5100	Hâlâ anlamıyor musunuz? Beş ekmekle beş bin kişinin doyduğunu, kaçsepet dolusu yemek artığı topladığınızı hatırlamıyor musunuz? Yedi ekmekle dört bin kişinin doyduğunu, kaç küfe dolusu yemek artığı topladığınızı hatırlamıyor musunuz? 
+40N	16	11		5110	Ben size, `Ferisilerin ve Sadukilerin mayasından kaçının' derken, ekmekten söz etmediğimi nasıl oluyor da anlamıyorsunuz?» 
+40N	16	12		5120	Kendilerine ekmek mayasından değil de, Ferisilerle Sadukilerin öğretisinden kaçınmalarını söylediğini o zaman anladılar. 
+40N	16	13		5130	İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu sordu: «Halk, İnsanoğlu'nun kim olduğunu söylüyor?» 
+40N	16	14		5140	Öğrencileri şu karşılığı verdiler: «Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biri olduğunu söylüyor.» 
+40N	16	15		5150	İsa onlara, «Ya siz» dedi, «ben kimim dersiniz?» 
+40N	16	16		5160	Simun Petrus, «Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin» cevabını verdi. 
+40N	16	17		5170	İsa ona, «Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!» dedi. «Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babamdır. 
+40N	16	18		5180	Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. 
+40N	16	19		5190	Göklerin Egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.» 
+40N	16	20		5200	Bu sözlerden sonra İsa, kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylememeleri için öğrencilerini uyardı. 
+40N	16	21		5210	Bundan sonra İsa, kendisinin Kudüs'e gitmesi, ihtiyarlar, başkâhinler ve din bilginlerinin elinden çok acı çekmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini öğrencilerine anlatmaya başladı. 
+40N	16	22		5220	Bunun üzerine Petrus O'nu bir kenara çekip azarlamaya başladı. «Tanrı korusun, ya Rab! Senin başına asla böyle bir şey gelmeyecek!» dedi. 
+40N	16	23		5230	Ama İsa dönüp Petrus'a şöyle dedi: «Çekil önümden, Şeytan! Sen yolumda engelsin. Senin düşüncelerin Tanrı'nın değil, insanın düşünceleridir.» 
+40N	16	24		5240	Sonra İsa, öğrencilerine şunları söyledi: «Ardımdan gelmek isteyen, kendini inkâr etsin, çarmıhını yüklenip beni izlesin. 
+40N	16	25		5250	Canını kurtarmak isteyen, onu yitirecek; canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır. 
+40N	16	26		5260	İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? İnsan, kendi canına karşılık ne verebilir? 
+40N	16	27		5270	İnsanoğlu, Babasının görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir. 
+40N	16	28		5280	Size doğrusunu söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, İnsanoğlu'nun kendi egemenliği içinde geldiğini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var.» 
+40N	17	1		5290	Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yakup'un kardeşi Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı. 
+40N	17	2		5300	Orada, gözlerinin önünde İsa'nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. 
+40N	17	3		5310	O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa ile konuşuyorlardı. 
+40N	17	4		5320	Petrus İsa'ya, «Ya Rab» dedi, «burada bulunmamız ne iyi oldu! İstersen burada üç çardak kurayım: biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.» 
+40N	17	5		5330	Petrus hâlâ konuşurken, parlak bir bulut birden onları gölgeledi. Buluttan gelen bir ses, «Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu dinleyin!» dedi. 
+40N	17	6		5340	Öğrenciler bunu işitince, dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar. 
+40N	17	7		5350	İsa gelip onlara dokundu, «Kalkın, korkmayın!» dedi. 
+40N	17	8		5360	Başlarını kaldırıp bakınca İsa'dan başka kimseyi göremediler. 
+40N	17	9		5370	Dağdan inerlerken İsa onlara, «İnsanoğlu ölümden dirilmeden önce, gördüklerinizi kimseye söylemeyin» diye buyurdu. 
+40N	17	10		5380	Öğrencileri O'na şunu sordular: «Peki, din bilginleri neden önce İlyas'ın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?» 
+40N	17	11		5390	İsa, «İlyas gerçekten gelecek ve her şeyi yeniden düzene koyacak» diye cevap verdi. 
+40N	17	12		5400	«Size şunu söyleyeyim, İlyas zaten gelmiştir, ama onu tanımadılar, ona yapmadıklarını bırakmadılar. Aynı şekilde İnsanoğlu da onların elinden acı çekecektir.» 
+40N	17	13		5410	O zaman öğrenciler İsa'nın kendilerine Vaftizci Yahya'dan söz ettiğini anladılar. 
+40N	17	14		5420	Kalabalığın yanına vardıklarında bir adam İsa'ya yaklaşıp O'nun önünde diz çöktü. 
+40N	17	15		5430	«Ya Rab» dedi, «oğlumun haline acı! Çocuk saralı ve çok acı çekiyor. Sık sık ateşe ya da suya düşüyor. 
+40N	17	16		5440	Onu senin öğrencilerine getirdim, ama iyileştiremediler.» 
+40N	17	17		5450	İsa, «Ey imansız ve sapmış kuşak!» dedi. «Sizinle daha ne kadar kalacağım? Size daha ne kadar katlanacağım? Çocuğu buraya, bana getirin.» 
+40N	17	18		5460	İsa cini azarlayınca, cin çocuktan çıktı, çocuk da o anda iyileşti. 
+40N	17	19		5470	Sonra öğrenciler tek başlarına İsa'ya gelip, «Biz cini neden kovamadık?» diye sordular. 
+40N	17	20	-21	5480	İsa, «İmanınız kıt olduğu için» karşılığını verdi. «Size doğrusunu söyleyeyim, bir hardal tanesi kadar imanınız olsa şu dağa, `Buradan şuraya göç' derseniz, göçer. Sizin için imkânsız bir şey kalmaz.» 
+40N	17	22	-23	5490	Celile'de bir araya geldiklerinde İsa onlara, «İnsanoğlu, insanların eline teslim edilecek ve öldürülecek, ama üçüncü gündirilecek» dedi. Öğrenciler buna çok kederlendiler. 
+40N	17	24		5500	Kefernahum'a geldiklerinde, iki dirhemlik tapınak vergisini toplayanlar Petrus'a gelip, «Öğretmeniniz tapınak vergisini ödemiyor mu?» diye sordular. 
+40N	17	25		5510	Petrus, «Ödüyor» dedi. Petrus eve gelince, daha kendisi bir şey söylemeden İsa ona, «Simun, ne dersin?» dedi. «Dünya kralları gümrük ya da vergiyi kimlerden alırlar? Kendi oğullarından mı, yabancılardan mı?» 
+40N	17	26		5520	Petrus'un, «Yabancılardan» demesi üzerine İsa, «O halde oğullar muaftır» dedi. 
+40N	17	27		5530	«Ama vergi toplayanları gücendirmeyelim. Göle gidip oltanı at. Tuttuğun ilk balığı çıkar, onun ağzını aç, dört dirhemlik bir akçe bulacaksın. Parayı al, ikimizin vergisi olarak onlara ver.» 
+40N	18	1		5540	Bu sırada İsa'nın öğrencileri O'na yaklaşıp, «Göklerin Egemenliğinde en büyük kim?» diye sordular. 
+40N	18	2	-3	5550	İsa, yanına küçük bir çocuk çağırdı, onu orta yere dikip şöyle dedi: «Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliğine asla giremezsiniz. 
+40N	18	4		5560	Kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, Göklerin Egemenliğinde en büyük odur. 
+40N	18	5		5570	Böyle bir çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur. 
+40N	18	6		5580	«Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse, boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi için daha iyi olur. 
+40N	18	7		5590	İnsanı günaha düşüren tuzaklardan ötürü vay dünyanın haline! Böyle tuzakların olması kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline! 
+40N	18	8		5600	«Eğer elin ya da ayağın seni günaha sokarsa, onu kesip at. Çolak ya da tek ayaklı olarak yaşama kavuşman, iki el iki ayak sahibi olarak sönmez ateşe atılmandan iyidir. 
+40N	18	9		5610	Eğer gözün seni günaha sokarsa, onu çıkarıp at. Tek gözle yaşama kavuşman, iki göz sahibi olarak cehennem ateşine atılmandan iyidir. 
+40N	18	10	-11	5620	«Bu küçüklerden bir tekini bile hor görmekten sakının! Size şunu söyleyeyim, onların göklerdeki melekleri, göklerde olan Babamın yüzünü her zaman görürler. 
+40N	18	12		5630	«Siz ne dersiniz? Bir adamın yüz koyunu olsa ve bunlardan biri yolunu şaşırsa, doksan dokuzunu dağlarda bırakıp yolunu şaşıranı aramaya gitmez mi? 
+40N	18	13		5640	Eğer onu bulacak olursa, size doğrusunu söyleyeyim, yolunu şaşırmamış olan doksan dokuzu içinsevindiğinden daha çok onun için sevinir. 
+40N	18	14		5650	Bunun gibi, göklerdeki Babanız da bu küçüklerden hiçbirinin kaybolmasını istemez. 
+40N	18	15		5660	«Eğer kardeşin sana karşı günah işlerse, ona git, suçunu kendisine göster. Her şey yalnız ikinizin arasında kalsın. Kardeşin seni dinlerse, onu kazanmış olursun. 
+40N	18	16		5670	Ama dinlemezse, yanına bir ya da iki kişi daha al ki, söylenen her şey iki ya da üç tanığın sözüyle doğrulansın. 
+40N	18	17		5680	Eğer kardeşin onları dinlemek istemezse, durumu inanlılar topluluğuna bildir. İnanlılar topluluğunu da dinlemek istemezse, onu bir putperest ya da vergi görevlisi yerine koy. 
+40N	18	18		5690	«Size doğrusunu söyleyeyim, yeryüzünde bağlayacağınız her şey gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözeceğiniz her şey gökte de çözülmüş olacak. 
+40N	18	19		5700	Yine size şunu söyleyeyim, yeryüzünde aranızdan iki kişi, dileyecekleri herhangi bir şey için uyuşurlarsa, göklerdeki Babam dileklerini yerine getirir. 
+40N	18	20		5710	Nerede iki ya da üç kişi benim adımla toplanırsa, ben de orada onların arasındayım.» 
+40N	18	21		5720	Bunun üzerine Petrus İsa'ya gelip, «Ya Rab» dedi, «kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?» 
+40N	18	22		5730	İsa ona, «Yedi kez değil» dedi. «Yetmiş kere yedi kez derim sana. 
+40N	18	23		5740	Şöyle ki, Göklerin Egemenliği, köleleriyle hesaplaşmak isteyen bir krala benzer. 
+40N	18	24		5750	Kral hesap görmeye başladığında, kendisine on bin talant borcu olan bir köle getirilmiş. 
+40N	18	25		5760	Kölenin ödeme gücü olmadığından efendisi onun, karısının, çocuklarının ve bütün malının satılıp borcun ödenmesini buyurmuş. 
+40N	18	26		5770	Köle yere kapanıp efendisine, `Bana karşı sabırlı ol! Sana bütün borcumu öderim' demiş. 
+40N	18	27		5780	Efendisi köleye acımış, borcunu bağışlayıp onu salıvermiş. 
+40N	18	28		5790	«Ama köle çıkıp gitmiş, kendisine yüz dinar borcu olan bir başka köleye rastlamış. Onu yakalayıp, `Borcunu öde' diyerek boğazına sarılmış. 
+40N	18	29		5800	Bu köle yüzüstü yere kapanmış, `Bana karşı sabırlı ol! Sana borcumu öderim' diye yalvarmış. 
+40N	18	30		5810	Ama ilk köle bunu reddetmiş. Gitmiş, borcunu ödeyinceye dek kalmak üzere adamı zindana attırmış. 
+40N	18	31		5820	Öteki köleler, olanları görünce çok üzülmüşler. Efendilerine gidip bütün olup bitenleri anlatmışlar. 
+40N	18	32		5830	«Bunun üzerine efendisi köleyi yanına çağırmış. `Ey kötü köle!' demiş. `Bana yalvardığın için bütün borcunu bağışladım. 
+40N	18	33		5840	Benim sana acıdığım gibi, senin de köle arkadaşına acıman gerekmez miydi?' 
+40N	18	34		5850	Bu öfkeyle efendisi, tüm borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim etmiş. 
+40N	18	35		5860	«Eğer her biriniz kardeşini yürekten bağışlamazsa, göksel Babam da size öyle davranacaktır.»  
+40N	19	1		5870	İsa, bu konuşmasını bitirdikten sonra Celile'den ayrılıp Yahudiye sınırlarına, Şeria nehrinin ötesine geçti. 
+40N	19	2		5880	Büyük halk toplulukları da O'nun ardından gitti. Hasta olanlarını orada iyileştirdi. 
+40N	19	3		5890	İsa'nın yanına gelen bazı Ferisiler, O'nu sınamak amacıyla şunu sordular: «Bir adamın, herhangi bir nedenle karısını boşaması Kutsal Yasa'ya uygun mudur?» 
+40N	19	4	-5	5900	İsa şu karşılığı verdi: «Kutsal Yazıları okumadınız mı? Yaradan, ta başlangıçtan insanları `erkek ve dişi olarak yarattı' ve şöyle dedi: `Bu nedenle adam annesini babasını bırakacak, karısına bağlanacak ve ikisi tek bir beden olacaklar.' 
+40N	19	6		5910	Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir. O halde Tanrı'nın birleştirdiğini, insan ayırmasın.» 
+40N	19	7		5920	Ferisiler İsa'ya, «Öyleyse» dediler, «Musa neden erkeğin, karısını, bir boş kâğıdı verip boşayabileceğini söyledi?» 
+40N	19	8		5930	İsa onlara, «Musa, karılarınızı boşamanıza, yüreklerinizin katılığından ötürü izin verdi» dedi. «Başlangıçta bu böyle değildi. 
+40N	19	9		5940	Ben size şunu söyleyeyim, karısını cinsel ahlaksızlıktan başka bir nedenle boşayıp başkasıyla evlenen, zina etmiş olur. Boşanmış kadınla evlenen de zina etmiş olur.» 
+40N	19	10		5950	Öğrenciler İsa'ya, «Eğer bir erkekle karısı arasındaki ilişki buysa, hiç evlenmemek daha iyi!» dediler. 
+40N	19	11		5960	İsa onlara, «Herkes bu sözü kabul edemez» dedi. «Ancak böyle bir Tanrı vergisine sahip olanlar kabul edebilir. 
+40N	19	12		5970	Çünkü doğuştan, ana rahminden çıktıklarında hadım olanlar bulunduğu gibi, insanlar tarafından hadım edilmiş olanlar ve kendilerini Göklerin Egemenliği uğruna hadım saymış olanlar da vardır. Bunu kabul edebilen, kabul etsin!» 
+40N	19	13	-14	5980	O sırada bazıları küçük çocukları İsa'nın yanına getirdiler; ellerini onların üzerine koyup dua etmesini istediler. Öğrenciler onları azarlayınca İsa, «Bırakın çocukları» dedi. «Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir.» 
+40N	19	15		5990	Ellerini onların üzerine koyduktan sonra oradan ayrıldı. 
+40N	19	16		6000	Adamın biri İsa'ya gelip, «Öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?» diye sordu. 
+40N	19	17		6010	İsa ona, «İyilik konusunda neden bana soru soruyorsun?» dedi. «İyi olan tek biri var. Yaşama kavuşmak istersen, O'nun buyruklarını yerine getir.» 
+40N	19	18	-19	6020	«Hangi buyrukları?» diye sordu adam. İsa şu karşılığı verdi: «`Adam öldürme, zina etme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, annene babana saygı göster' ve `komşunu kendin gibi sev.'» 
+40N	19	20		6030	Genç adam, «Bunların hepsini yerine getirdim» dedi, «daha ne eksiğim var?» 
+40N	19	21		6040	İsa ona, «Eğer eksiksiz olmak istersen, git, varını yoğunu sat, parasını yoksullara ver; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle» dedi. 
+40N	19	22		6050	Genç adam bu sözleri işitince üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı. 
+40N	19	23		6060	İsa öğrencilerine, «Size doğrusunu söyleyeyim» dedi, «zengin bir kişinin Göklerin Egemenliğine girmesi güç olacak. 
+40N	19	24		6070	Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliğine girmesinden daha kolaydır.» 
+40N	19	25		6080	Bunu işiten öğrenciler büsbütün şaşırdılar, «Öyleyse kim kurtulabilir?» diye sordular. 
+40N	19	26		6090	İsa onlara bakarak, «İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için her şey mümkün» dedi. 
+40N	19	27		6100	Bunun üzerine Petrus O'na, «Bak» dedi, «biz her şeyi bırakıp senin ardından geldik. Neyimiz olacak?» 
+40N	19	28		6110	İsa onlara, «Size doğrusunu söyleyeyim» dedi, «her şey yenilendiğinde, İnsanoğlu görkemli tahtına oturduğunda, siz, evet ardımdan gelmiş olan sizler, on iki tahta oturup İsrail'in on iki oymağını yargılayacaksınız. 
+40N	19	29		6120	Benim adım uğruna evlerini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakmış olan herkes, bunların yüz katını elde edecek ve sonsuz yaşamı miras alacak. 
+40N	19	30		6130	Ne var ki, birincilerin birçoğu sonuncu, sonuncuların birçoğu da birinci olacak. 
+40N	20	1		6140	«Göklerin Egemenliği, bağında çalışacak işçi tutmak için sabah erkenden dışarı çıkan toprak sahibine benzer. 
+40N	20	2		6150	Adam, işçilerle günlüğü bir dinara anlaşıp onları bağına göndermiş. 
+40N	20	3		6160	«Saat dokuza doğru tekrar dışarı çıkmış, çarşı meydanında boş duran başka adamlar görmüş. 
+40N	20	4	-5	6170	Onlara, `Siz de bağa gidip çalışın. Hakkınız ne ise, veririm' demiş, onlar da bağa gitmişler. «Öğleyin ve saat üçe doğru yine çıkıp aynı şeyi yapmış. 
+40N	20	6		6180	Saat beşe doğru çıkınca, orada duran daha başkalarını görmüş. Onlara, `Neden bütün gün burada boş duruyorsunuz?' diye sormuş. 
+40N	20	7		6190	«`Kimse bize iş vermedi ki' demişler. «Onlara, `Siz de bağa gidin, çalışın' demiş. 
+40N	20	8		6200	«Akşam olunca, bağın sahibi kâhyasına, `İşçileri çağır' demiş. `Sonunculardan başlayarak, birincilerine kadar, hepsine ücretlerini ver.' 
+40N	20	9		6210	«Saat beşe doğru işe başlamış olanlar gelip kâhyadan birer dinar almışlar. 
+40N	20	10		6220	Birinciler gelince daha çok alacaklarını sanmışlar, ama onlara da birer dinar verilmiş. 
+40N	20	11		6230	Paralarını alınca bağın sahibine karşı söylenmeye başlamışlar. 
+40N	20	12		6240	`Bu sonuncular yalnız bir saat çalıştılar' demişler. `Ama sen onları, günün yükünü ve sıcağını çeken bizlerle bir tuttun!' 
+40N	20	13		6250	«Bağın sahibi onlardan birine şöyle karşılık vermiş: `Arkadaş, sana haksızlık ettiğim yok! Seninle bir dinara anlaşmadık mı? 
+40N	20	14		6260	Hakkını al, git! Sana verdiğimi bu sonuncuya davermek istiyorum. 
+40N	20	15		6270	Kendi paramla istediğimi yapmaya hakkım yok mu? Yoksa elim açık diye kıskanıyor musun?' 
+40N	20	16		6280	«İşte böylece sonuncular birinci, birinciler de sonuncu olacak.» 
+40N	20	17	-18	6290	İsa Kudüs'e giderken, yolda on iki öğrencisini bir yana çekip onlara özel olarak şunu söyledi: «Şimdi Kudüs'e gidiyoruz. İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar. 
+40N	20	19		6300	O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu diğer uluslara teslim edecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek.» 
+40N	20	20		6310	O sırada Zebedi oğullarının annesi oğullarıyla birlikte İsa'ya yaklaştı. Önünde yere kapanarak kendisinden bir dileği olduğunu söyledi. 
+40N	20	21		6320	İsa kadına, «Ne istiyorsun?» diye sordu. Kadın O'na, «Buyruk ver de senin egemenliğinde bu iki oğlumdan biri senin sağında, biri de solunda otursun» dedi. 
+40N	20	22		6330	«Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz» diye karşılık verdi İsa. «Benim içeceğim kâseden siz içebilir misiniz?» «Evet, içebiliriz» dediler. 
+40N	20	23		6340	İsa onlara, «Elbette benim kâsemden içeceksiniz» dedi, «ama sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil. Babam bu yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır.» 
+40N	20	24		6350	Bunu işiten diğer on öğrenci iki kardeşe kızdılar. 
+40N	20	25		6360	Ama İsa onları yanına çağırıp şöyle dedi: «Bilirsiniz ki, ulusların önderleri onları egemenlik hırsıyla yönetirler, ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler. 
+40N	20	26		6370	Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkârı olsun. 
+40N	20	27		6380	Aranızda birinci olmak isteyen, diğerlerinin kulu olsun. 
+40N	20	28		6390	Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi.» 
+40N	20	29		6400	Eriha'dan ayrılırlarken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından gitti. 
+40N	20	30		6410	Yol kenarında oturan iki kör adam, İsa'nın oradan geçmekte olduğunu duyunca, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!» diye bağırdılar. 
+40N	20	31		6420	Kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!» diyerek daha çok bağırdılar. 
+40N	20	32		6430	İsa durup onları çağırdı. «Sizin için ne yapmamı istiyorsunuz?» diye sordu. 
+40N	20	33		6440	Onlar da, «Ya Rab, gözlerimiz açılsın» dediler. 
+40N	20	34		6450	İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. O anda yeniden görmeye başladılar ve O'nun ardından gittiler. 
+40N	21	1	-2	6460	Kudüs'e yaklaşıp Zeytin dağının yamacında bulunan Beytfacı köyüne geldiklerinde İsa, öğrencilerinden ikisini şu sözlerle köye gönderdi: «Karşınızdaki köye gidin. Hemen orada bağlı bir dişi eşek ve yanında bir sıpa bulacaksınız. Onları çözüp bana getirin. 
+40N	21	3		6470	Size bir şey diyen olursa, `Rab'bin bunlara ihtiyacı var, hemen geri gönderecek' dersiniz.» 
+40N	21	4	-5	6480	Bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu:  «Siyon kızına deyin ki,  `Bak, alçakgönüllü Kralın, bir eşeğe,  evet bir sıpaya,  bir eşek yavrusuna binmiş  sana geliyor.'» 
+40N	21	6		6490	Öğrenciler gittiler, İsa'nın kendilerine buyurduğu gibi yaptılar. 
+40N	21	7		6500	Eşekle sıpayı getirip üzerlerine giysilerini yaydılar, İsa da sıpanın üzerine bindi. 
+40N	21	8		6510	Halkın büyük bir bölümü giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dallar kesiyor, yola seriyorlardı. 
+40N	21	9		6520	Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı: «Davut Oğluna hozana! Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun, en yücelerde hozana!» 
+40N	21	10		6530	İsa Kudüs'e girdiği zaman bütün kent, «Bu kimdir?» diyerek çalkandı. 
+40N	21	11		6540	Kalabalıklar, «Bu, Celile'nin Nasıra kentinden İsa peygamber» diyordu. 
+40N	21	12		6550	İsa, tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün satıcı ve alıcıları dışarı kovdu. Para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını devirdi. 
+40N	21	13		6560	Onlara şöyle dedi: «`Benim evime dua evi denecek' diye yazılmıştır. Ama siz burayı haydut inine çevirdiniz!» 
+40N	21	14		6570	İsa tapınaktayken kendisine gelen kör ve kötürümleri iyileştirdi. 
+40N	21	15		6580	Ne var ki, başkâhinlerle din bilginleri, O'nun yarattığı harikaları ve tapınakta, «Davut Oğluna hozana!» diye bağıran çocukları görünce öfkelendiler. 
+40N	21	16		6590	İsa'ya, «Bunların ne söylediğini duyuyor musun?» diye sordular. «Duyuyorum» dedi İsa. «Siz şu sözü hiç okumadınız mı? `Küçük çocukların ve emzikte olanların dudaklarından kendine övgüler döktürdün.'» 
+40N	21	17		6600	İsa onları bırakıp kentten çıktı. Beytanya'ya dönüp geceyi orada geçirdi. 
+40N	21	18		6610	İsa sabah erkenden kente dönerken acıkmıştı. 
+40N	21	19		6620	Yol kenarında gördüğü bir incir ağacına yaklaştı. Ağaçta yapraktan başka bir şey bulamayınca ağaca, «Artık sonsuza dek meyven olmasın!» dedi. İncir ağacı hemen o anda kurudu. 
+40N	21	20		6630	Öğrenciler bunu görünce şaşkına döndüler. «İncir ağacı birdenbire nasıl kurudu?» diye sordular. 
+40N	21	21		6640	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Size doğrusunu söyleyeyim, eğer imanınız olur da kuşku duymazsanız, yalnız incir ağacına olanı yapmakla kalmazsınız; şu dağa, `Kalk, denize atıl' derseniz, dediğiniz olacaktır. 
+40N	21	22		6650	İman ederek dua ettiğinizde, dilediğiniz her şeyi alacaksınız.» 
+40N	21	23		6660	İsa tapınağa girmiş ders veriyordu. Bu sırada başkâhinler ve halkın ihtiyarları O'nun yanına gelerek, «Bunları hangi yetkiyle yapıyorsun, bu yetkiyi sana kim verdi?» diye sordular. 
+40N	21	24		6670	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Ben de size bir soru soracağım. Bana cevap verirseniz, ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylerim. 
+40N	21	25		6680	Yahya'nın vaftiz etme yetkisi nereden geldi, Tanrı'dan mı, insanlardan mı?» Bunu aralarında şöyle tartışmaya başladılar: «`Tanrı'dan' dersek, bize, `Öyleyse ona niçin inanmadınız?' diyecek. 
+40N	21	26		6690	Yok eğer `insanlardan' dersek... Halkın tepkisinden korkuyoruz. Çünkü herkes Yahya'yı peygamber sayıyor.» 
+40N	21	27		6700	İsa'ya, «Bilmiyoruz» diye cevap verdiler. İsa, «Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim» dedi. 
+40N	21	28		6710	«Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Adam birincisine gidip, `Oğlum, git bugün bağda çalış' demiş. 
+40N	21	29		6720	«O da, `Gitmem!' demiş. Ama sonra pişman olup gitmiş. 
+40N	21	30		6730	«Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söylemiş. O da, `Giderim, efendim' demiş, ama gitmemiş. 
+40N	21	31		6740	«İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş olur?» «Birincisi» diye karşılık verdiler. İsa da onlara, «Size doğrusunu söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı'nın Egemenliğine sizden önce giriyorlar» dedi. 
+40N	21	32		6750	«Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup ona inanmadınız. 
+40N	21	33		6760	«Bir benzetme daha dinleyin: toprak sahibi bir adam, bağ dikmiş, çevresini çitle çevirmiş, üzüm sıkmak için bir çukur kazmış, bir de bekçi kulesi yapmış. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıkmış. 
+40N	21	34		6770	Bağbozumu yaklaşınca, üründen kendisine düşeni almaları için kölelerini bağcılara yollamış. 
+40N	21	35		6780	Bağcılar adamın kölelerini yakalamış, birini dövmüş, birini öldürmüş, diğerini de taşlamışlar. 
+40N	21	36		6790	Bağ sahibi bu kez ilkinden daha çok sayıda köle yollamış. Bağcılar bunlara da aynı şeyi yapmışlar. 
+40N	21	37		6800	Sonunda bağ sahibi, `Oğlumu sayarlar' diyerek bağcılara onu yollamış. 
+40N	21	38		6810	«Ama bağcılar adamın oğlunu görünce birbirlerine, `Mirasçı bu; gelin, onu öldürüp mirasına konalım' demişler. 
+40N	21	39		6820	Böylece onu yakalayıp bağdan dışarı atmış ve öldürmüşler. 
+40N	21	40		6830	Bu durumda bağın sahibi geldiği zaman bağcılara ne yapacak?» 
+40N	21	41		6840	İsa'ya şu karşılığı verdiler: «Bu korkunç adamları korkunç bir şekilde yok edecek; bağı da, ürününü kendisine zamanında verecek olan başka bağcılara kiralayacak.» 
+40N	21	42		6850	İsa onlara şunu sordu: «Kutsal Yazılarda şu sözleri hiç okumadınız mı?     `Yapıcıların reddettiği taş,   işte köşenin baş taşı oldu.   Rab'bin işidir bu,   gözümüzde harika bir iş!' 
+40N	21	43		6860	«Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştirecek bir ulusa verilecek. 
+40N	21	44		6870	«Bu taşın üzerine düşen, paramparça olacak; taş da kimin üzerine düşerse, onu ezip toz edecek.» 
+40N	21	45		6880	Başkâhinler ve Ferisiler, İsa'nın anlattığı benzetmeleri duyunca bunları kendileri için söylediğini anladılar. 
+40N	21	46		6890	O'nu tutuklamak istedilerse de, halkın tepkisinden korktular. Çünkü halk, O'nu peygamber sayıyordu. 
+40N	22	1	-2	6900	İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: «Göklerin Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer. 
+40N	22	3		6910	Kral, şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini göndermiş, ama davetliler gelmek istememiş. 
+40N	22	4		6920	«Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara demiş ki, `Davetlilere şunu söyleyin: Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım, besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, gelin şölene!' 
+40N	22	5		6930	«Ama davetliler aldırmamışlar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitmiş. 
+40N	22	6		6940	Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpalamış ve öldürmüşler. 
+40N	22	7		6950	Kral öfkelenmiş. Ordularını gönderip o katilleri yok etmiş, kentlerini ateşe vermiş. 
+40N	22	8		6960	«Sonra kölelerine şöyle demiş: `Düğün şöleni hazır, ama çağırdıklarım buna layık değilmiş. 
+40N	22	9		6970	Gidin yol kavşaklarına, kimibulursanız düğüne çağırın.' 
+40N	22	10		6980	Böylece köleler yollara dökülmüş, iyi kötü kimi bulmuşlarsa, hepsini toplamışlar. Düğün yeri konuklarla dolmuş. 
+40N	22	11		6990	«Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün elbisesi giymemiş bir adam görmüş. 
+40N	22	12		7000	Ona, `Arkadaş, üzerinde düğün elbisesi olmadan buraya nasıl girdin?' diye sorunca, adamın dili tutulmuş. 
+40N	22	13		7010	«O zaman kral, uşaklarına, `Şunun ellerini ayaklarını bağlayın, onu dışarıya, karanlığa atın!' demiş. `Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.' 
+40N	22	14		7020	«Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır.» 
+40N	22	15		7030	Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla bir düzen kurdular. 
+40N	22	16		7040	Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, «Öğretmenimiz» dediler, «senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın. 
+40N	22	17		7050	Peki ne dersin, söyle bize, Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?» 
+40N	22	18		7060	İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, «Ey ikiyüzlüler!» dedi. «Beni neden sınıyorsunuz? 
+40N	22	19		7070	Vergi ödemekte kullandığınız parayı gösterin bana!» O'na bir dinar getirdiler. 
+40N	22	20		7080	İsa onlara, «Bu resim, bu yazı kimin?» diye sordu. 
+40N	22	21		7090	«Sezar'ın» dediler. O zaman İsa onlara, «Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin» dedi. 
+40N	22	22		7100	Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler. 
+40N	22	23	-24	7110	Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler, aynı gün İsa'ya gelip şunu sordular: «Öğretmenimiz, Musa şöyle buyurmuştur: `Eğer bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alsın, soyunu sürdürsün.' 
+40N	22	25		7120	Aramızda yedi kardeş vardı. İlki evlendi ve öldü. Çocuğu olmadığından karısını kardeşine bıraktı. 
+40N	22	26		7130	İkincisi, üçüncüsü, yedincisine kadar hepsine aynı şey oldu. 
+40N	22	27		7140	Hepsinden sonra kadın da öldü. 
+40N	22	28		7150	Buna göre diriliş günü kadın bu yedi kardeşten hangisinin karısı olacak? Çünkü hepsi de onunla evlendi.» 
+40N	22	29		7160	İsa onlara, «Siz Kutsal Yazıları ve Tanrı'nın gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz» diye karşılık verdi. 
+40N	22	30		7170	«Dirilişten sonra insanlar ne evlenir, ne de evlendirilir, gökteki melekler gibidirler. 
+40N	22	31		7180	Ölülerin dirilmesi konusuna gelince, Tanrı'nın size bildirdiği şu sözü okumadınız mı? 
+40N	22	32		7190	`Ben İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısıyım' diyor. Tanrı ölülerin değil, yaşayanların Tanrısıdır.» 
+40N	22	33		7200	Bunları işiten halk, O'nun öğretişine şaşıp kaldı. 
+40N	22	34		7210	Ferisiler, İsa'nın Sadukileri susturduğunu duyunca bir araya toplandılar. 
+40N	22	35	-36	7220	Onlardan biri, bir Kutsal Yasa uzmanı, İsa'yı sınamak amacıyla O'na şunu sordu: «Öğretmenim, Kutsal Yasa'da en önemli buyruk hangisi?» 
+40N	22	37		7230	İsa ona şu karşılığı verdi: «`Tanrın olan Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla sev.' 
+40N	22	38		7240	İşte ilk ve en önemli buyruk budur. 
+40N	22	39		7250	İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: `Komşunu kendin gibi sev.' 
+40N	22	40		7260	Kutsal Yasa'nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.» 
+40N	22	41	-42	7270	Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: «Mesih'le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O, kimin oğludur?» Onlar da, «Davut'un Oğlu» dediler. 
+40N	22	43		7280	İsa şöyle dedi: «O halde nasıl oluyor da Davut, Ruh'tan esinlenerek O'ndan `Rab' diye söz ediyor? Şöyle diyor Davut: 
+40N	22	44		7290	`Rab Rabbime dedi ki, Ben düşmanlarını senin ayaklarının altına serinceye dek sağımda otur.' 
+40N	22	45		7300	Davut O'ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu olur?» 
+40N	22	46		7310	İsa'ya hiç kimse karşılık veremedi. O günden sonra artık kimse de O'na bir şey sormaya cesaret edemedi. 
+40N	23	1	-2	7320	Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: «Din bilginleri ve Ferisiler Musa'nın kürsüsünde otururlar. 
+40N	23	3		7330	Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar. 
+40N	23	4		7340	Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının omuzlarına koyarlar da, kendileri bu yükleri taşımak için parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler. 
+40N	23	5		7350	«Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, muskalarını büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar. 
+40N	23	6		7360	Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar. 
+40N	23	7		7370	Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini `Rabbî' diye çağırmalarından zevk duyarlar. 
+40N	23	8		7380	«Kimse sizi `Rabbî' diye çağırmasın. Çünkü sizin bir tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. 
+40N	23	9		7390	Yeryüzünde kimseye `Baba' demeyin. Çünkü bir tek Babanız var, O da göksel Baba'dır. 
+40N	23	10		7400	Kimse sizi `önder' diye çağırmasın. Çünkü bir tek önderiniz var, O da Mesih'tir. 
+40N	23	11		7410	Aranızda en üstün olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun. 
+40N	23	12		7420	Kendini yücelten alçaltılacak, kendinialçaltan yüceltilecektir. 
+40N	23	13	-14	7430	«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Göklerin Egemenliğinin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyorsunuz, ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz! 
+40N	23	15		7440	«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri ve kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat daha cehennemlik yaparsınız. 
+40N	23	16		7450	«Vay halinize kör kılavuzlar! Diyorsunuz ki, `Tapınak üzerine ant içenin andı sayılmaz, ama tapınaktaki altın üzerine ant içen, andını yerine getirmek zorundadır.' 
+40N	23	17		7460	Budalalar, körler! Hangisi daha önemli, altın mı, altını kutsal kılan tapınak mı? 
+40N	23	18		7470	Yine diyorsunuz ki, `Sunak üzerine ant içenin andı sayılmaz, ama sunaktaki adağın üzerine ant içen, andını yerine getirmek zorundadır.' 
+40N	23	19		7480	Ey körler! Hangisi daha önemli, adak mı, adağı kutsal kılan sunak mı? 
+40N	23	20		7490	Öyleyse sunak üzerine ant içen, hem sunağın hem de sunaktaki her şeyin üzerine ant içmiş olur. 
+40N	23	21		7500	Tapınak üzerine ant içen de hem tapınak, hem de tapınakta yaşayan Tanrı üzerine ant içmiş olur. 
+40N	23	22		7510	Gök üzerine ant içen, Tanrı'nın tahtı ve tahtta oturanın üzerine ant içmiş olur. 
+40N	23	23		7520	«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz nanenin, anasonun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa'nın daha önemli yönleri olan adalet, merhamet ve sadakati ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi. 
+40N	23	24		7530	Ey kör kılavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır, ama deveyi yutarsınız! 
+40N	23	25		7540	«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, ama bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur. 
+40N	23	26		7550	Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar. 
+40N	23	27		7560	«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. 
+40N	23	28		7570	Dıştan insanlara doğru kişilermiş gibi görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz. 
+40N	23	29		7580	«Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yaparsınız, doğru kişilerin türbelerini donatırsınız. 
+40N	23	30		7590	`Atalarımızın yaşadığı günlerde yaşasaydık, onlarla birlikte peygamberlerin kanına girmezdik' diyorsunuz. 
+40N	23	31		7600	Böylece, peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza siz kendiniz tanıklık ediyorsunuz. 
+40N	23	32		7610	Haydi, atalarınızın başlattığı işi bitirin! 
+40N	23	33		7620	«Sizi yılanlar, sizi engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? 
+40N	23	34		7630	İşte bunun için size peygamberler, bilge kişiler ve din bilginleri gönderiyorum. Bunlardan kimini öldürecek, çarmıha gereceksiniz. Kimini havralarınızda kamçılayacak, kentten kente kovalayacaksınız. 
+40N	23	35		7640	Böylelikle, doğru kişi olan Habil'in kanından, tapınakla sunak arasında öldürdüğünüz Berekya'nın oğlu Zekeriya'nın kanına kadar, yeryüzünde akıtılan her doğru kişinin kanından sorumlu tutulacaksınız. 
+40N	23	36		7650	Size doğrusunu söyleyeyim, bunların hepsinden bu kuşak sorumlu tutulacaktır. 
+40N	23	37		7660	«Ey Kudüs! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleritaşlayan Kudüs! Bir tavuk, civcivlerini kanatları altına nasıl toplarsa, ben de kaç kez senin çocuklarını öylece toplamak istedim, ama siz istemediniz. 
+40N	23	38		7670	Bakın, eviniz ıssız bırakılacak! 
+40N	23	39		7680	Size şunu söyleyeyim: `Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!' diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.» 
+40N	24	1		7690	İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri, tapınağın binalarını O'na göstermek için yanına geldiler. 
+40N	24	2		7700	İsa onlara, «Bütün bunları görüyor musunuz?» dedi. «Size doğrusunu söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!» 
+40N	24	3		7710	İsa, Zeytin dağında otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. «Söyle bize» dediler, «bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?» 
+40N	24	4		7720	İsa onlara şu karşılığı verdi: «Sakın kimse sizi saptırmasın! 
+40N	24	5		7730	Birçokları, `Mesih benim' diyerek benim adımla gelecek, birçok kişiyi saptıracaklar. 
+40N	24	6		7740	Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. 
+40N	24	7		7750	Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. 
+40N	24	8		7760	Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. 
+40N	24	9		7770	«O zaman sizi sıkıntıya sokacaklar ve öldürecekler. Benim adımdan ötürü tüm uluslar sizden nefret edecek. 
+40N	24	10		7780	O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler. 
+40N	24	11		7790	Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. 
+40N	24	12		7800	Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. 
+40N	24	13		7810	Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır. 
+40N	24	14		7820	Göksel Egemenliğin bu müjdesi tüm uluslara bir tanıklık olmak üzere bütün dünyada duyurulacak, ve son o zaman gelecektir. 
+40N	24	15	-16	7830	«Danyal peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman      (okuyan anlasın), Yahudiye'de olanlar dağlara kaçsın. 
+40N	24	17		7840	Damda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin. 
+40N	24	18		7850	Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin. 
+40N	24	19		7860	O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline! 
+40N	24	20		7870	Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Sept gününe rastlamasın. 
+40N	24	21		7880	Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacaktır. 
+40N	24	22		7890	O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak. 
+40N	24	23		7900	Eğer o zaman biri size, `İşte Mesih burada', ya da `İşte şurada' derse, inanmayın. 
+40N	24	24		7910	Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük mucizeler ve harikalar yaratacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar. 
+40N	24	25		7920	İşte size önceden söylemiş bulunuyorum. 
+40N	24	26		7930	«Bunun için size, `İşte Mesih çölde' derlerse gitmeyin. `Bakın, iç odalarda' derlerse inanmayın. 
+40N	24	27		7940	Çünkü İnsanoğlu'nun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır. 
+40N	24	28		7950	«Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek. 
+40N	24	29		7960	«O günlerin sıkıntısından hemen sonra, `Güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek  ve göksel güçler sarsılacak.' 
+40N	24	30		7970	«O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. 
+40N	24	31		7980	Kendisi, güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek ve onlar, O'nun seçtiklerini, göklerin bir ucundan öbür ucuna kadar dört yelden alıp bir araya toplayacaklar. 
+40N	24	32		7990	«İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yapraklarını sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. 
+40N	24	33		8000	Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır. 
+40N	24	34		8010	Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak. 
+40N	24	35		8020	Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır. 
+40N	24	36		8030	«O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez. 
+40N	24	37		8040	Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun gelişinde de öyle olacak. 
+40N	24	38		8050	Nuh'un gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. 
+40N	24	39		8060	Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak. 
+40N	24	40		8070	O gün tarlada bulunan iki kişiden biri alınacak, biri bırakılacak. 
+40N	24	41		8080	Değirmende buğday öğüten iki kadından biri alınacak, biri bırakılacak. 
+40N	24	42		8090	«Bunun için uyanık kalın. Çünkü Rabbinizin geleceği günü bilemezsiniz. 
+40N	24	43		8100	Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın gece hangi saatte geleceğini bilse, uyanık durur, evinin soyulmasına fırsat vermez. 
+40N	24	44		8110	Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir saatte gelecektir.  
+40N	24	45		8120	«Efendinin, hizmetkârlarına vaktinde yiyecek vermek için üzerlerinde yetkili kıldığı güvenilir ve akıllı köle kimdir? 
+40N	24	46		8130	Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! 
+40N	24	47		8140	Size doğrusunu söyleyeyim, efendisi onu tüm malının üzerinde yetkili kılacak. 
+40N	24	48	-51	8150	Ama o köle kötü olur da kendi kendine, `Efendim gecikiyor' der ve yoldaşlarını dövmeye başlarsa, sarhoşlarla birlikte yiyip içerse, efendisi, onun beklemediği bir günde, ummadığı bir saatte gelecek, onu şiddetle cezalandıracak ve ikiyüzlülerle bir tutacak. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. 
+40N	25	1		8160	«O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkmış olan on kıza benzeyecek. 
+40N	25	2		8170	Bunların beşi akılsız, beşi de akıllıymış. 
+40N	25	3		8180	Akılsızlar kandillerini almışlarsa da, yanlarına yağ almamışlar. 
+40N	25	4		8190	Akıllılar ise, kandilleriyle birlikte kaplar içinde yağ da almışlar. 
+40N	25	5		8200	Güvey gecikince hepsini uyku tutmuş ve dalıp uyumuşlar. 
+40N	25	6		8210	«Gece yarısı bir ses yankılanmış: `İşte güvey geliyor, onu karşılamaya çıkın!' 
+40N	25	7		8220	Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelemişler. 
+40N	25	8		8230	«Akılsızlar akıllılara, `Kandillerimiz sönüyor, bize yağınızdan verin!' demişler. 
+40N	25	9		8240	«Akıllılar, `Olmaz! Hem bize hem size yetmeyebilir. En iyisi satıcılara gidin, kendinize yağ alın' demişler. 
+40N	25	10		8250	«Ne var ki, onlar yağ satın almaya giderlerken güvey gelmiş. Hazırlıklı olan kızlar, onunla birlikte düğün şölenine girmişler ve kapı kapanmış. 
+40N	25	11		8260	«Daha sonra gelen öbür kızlar, `Efendimiz, efendimiz, aç kapıyı bize!' demişler. 
+40N	25	12		8270	«Güvey ise, `Size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum' demiş. 
+40N	25	13		8280	«Bu nedenle uyanık durun. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz. 
+40N	25	14		8290	«Göksel Egemenlik, yolculuğa çıkmak üzere olan bir adamın kölelerini çağırıp malını onlara emanet etmesine benzer. 
+40N	25	15		8300	«Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıkmış. 
+40N	25	16		8310	Beş talant alan, hemen gidip bu parayı işletmiş ve beş talant daha kazanmış. 
+40N	25	17		8320	İki talant alan da iki talant daha kazanmış. 
+40N	25	18		8330	Bir talant alan ise gidip toprağı kazmış ve efendisinin parasını saklamış. 
+40N	25	19		8340	«Uzun zaman sonra bu kölelerin efendisi dönmüş, onlarla hesaplaşmaya oturmuş. 
+40N	25	20		8350	Beş talant almış olan gelip beş talant daha getirmiş, `Efendimiz' demiş, `bana beş talant emanet etmiştin; bak, beş talant daha kazandım.' 
+40N	25	21		8360	«Efendisi ona, `Aferin, iyi ve güvenilir köle!' demiş. `Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!' 
+40N	25	22		8370	«İki talant almış olan da gelmiş, `Efendimiz' demiş, `bana iki talant emanet etmiştin; bak, iki talant daha kazandım.' 
+40N	25	23		8380	«Efendisi ona, `Aferin, iyi ve güvenilir köle!' demiş. `Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!' 
+40N	25	24		8390	«Sonra bir talant almış olan gelmiş, `Efendimiz' demiş, `senin sert bir adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçer, harman savurmadığın yerden devşirirsin. 
+40N	25	25		8400	Bu nedenle korktum, gidip senin verdiğin talantı toprağa gömdüm. İşte, al paranı!' 
+40N	25	26	-27	8410	«Efendisi ona şu karşılığı vermiş: `Kötü ve tembel köle! Ekmediğim yerden biçtiğimi, harman savurmadığım yerden devşirdiğimi biliyordun ha? Öyleyse paramı faizcilere vermeliydin. Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım... 
+40N	25	28		8420	Haydi, elindeki talantı alın, on talantı olana verin! 
+40N	25	29		8430	Çünkükimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak. 
+40N	25	30		8440	Şu yararsız köleyi dışarıya, karanlığa atın. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.' 
+40N	25	31		8450	«İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak. 
+40N	25	32		8460	Ulusların hepsi O'nun önünde toplanacak, O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban gibi, onları birbirinden ayıracak. 
+40N	25	33		8470	Koyunları sağına, keçileri soluna alacak. 
+40N	25	34		8480	«O zaman Kral, sağındaki kişilere, `Sizler, Babamın kutsadıkları, gelin!' diyecek. `Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın! 
+40N	25	35		8490	Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız. 
+40N	25	36		8500	Çıplaktım, beni giydirdiniz; hastaydım, benimle ilgilendiniz; zindandaydım, yanıma geldiniz.' 
+40N	25	37		8510	«O vakit doğru kişiler O'na şu karşılığı verecekler: `Ya Rab, biz seni ne zaman aç görüp doyurduk, ya da susamış görüp içecek verdik? 
+40N	25	38		8520	Seni ne zaman yabancı gördük de içeri aldık, ya da çıplak görüp giydirdik? 
+40N	25	39		8530	Seni ne zaman hasta ya da zindanda görüp yanına geldik?' 
+40N	25	40		8540	«Kral da onlara şöyle cevap verecek: `Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.' 
+40N	25	41		8550	«Sonra solundakilere şöyle diyecek: `Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis ile onun melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe yollanın! 
+40N	25	42	-43	8560	Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek vermediniz; susamıştım, bana içecek vermediniz; yabancıydım, beni içeri almadınız; çıplaktım, beni giydirmediniz; hastaydım, zindandaydım, benimle ilgilenmediniz. 
+40N	25	44		8570	«O vakit onlar da şöyle karşılık verecekler: `Ya Rab, seni ne zaman aç, susamış, yabancı, çıplak, hasta ya da zindanda gördük de sana hizmet etmedik?' 
+40N	25	45		8580	«Kral da onlara şu cevabı verecek: `Size doğrusunu söyleyeyim, mademki bu en basit kardeşlerimden biri için bunu yapmadınız, benim için de yapmamış oldunuz.' 
+40N	25	46		8590	«Bunlar sonsuz azaba uğrayacak, doğrular ise sonsuz yaşama kavuşacaklar.»  
+40N	26	1	-2	8600	İsa bütün bunları anlattıktan sonra öğrencilerine şöyle dedi: «Biliyorsunuz, iki gün sonra Fısıh bayramıdır, ve İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek.» 
+40N	26	3		8610	Bu sırada başkâhinler ve halkın ihtiyarları, Kayafa adındaki başkâhinin sarayında toplandılar. 
+40N	26	4		8620	İsa'yı hileyle tutuklayıp öldürmek için düzen kurdular. 
+40N	26	5		8630	Ama, `Bayramda olmasın ki, halk arasında kargaşalık çıkmasın' diyorlardı. 
+40N	26	6	-7	8640	İsa Beytanya'da cüzamlı Simun'un evindeyken, yanına bir kadın geldi. Kadın, kaymaktaşından bir kap içinde çok değerli, hoş kokulu bir yağ getirmişti. İsa sofrada otururken, kadın yağı O'nun başından aşağı döktü. 
+40N	26	8		8650	Öğrenciler bunu görünce kızdılar. «Nedir bu savurganlık?» dediler. 
+40N	26	9		8660	«Bu yağ pahalıya satılabilir, parası yoksullara verilebilirdi.» 
+40N	26	10		8670	Söylenenleri fark eden İsa, öğrencilerine, «Kadını neden üzüyorsunuz?» dedi. «Benim için güzel bir şey yaptı. 
+40N	26	11		8680	Yoksullar her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım. 
+40N	26	12		8690	Kadın bu hoş kokulu yağı, beni gömülmeye hazırlamak için bedenimin üzerine boşalttı. 
+40N	26	13		8700	Size doğrusunu söyleyeyim, bu müjde dünyanın her neresinde duyurulursa, bu kadının yaptığı da onun anılması için anlatılacak.» 
+40N	26	14	-15	8710	O sırada Onikilerden biri - adı Yahuda İskariyot olanı - başkâhinlere giderek, «O'nu ele verirsem bana ne verirsiniz?» dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler. 
+40N	26	16		8720	Yahuda o andan itibaren İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı. 
+40N	26	17		8730	Mayasız Ekmek bayramının ilk günü öğrenciler İsa'nın yanına gelerek, «Fısıh yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?» diye sordular. 
+40N	26	18		8740	İsa onlara, «Kente varıp o adamın evine gidin» dedi. «Ona şöyle deyin: `Öğretmen diyor ki, zamanım yaklaştı. Fısıh bayramını, öğrencilerimle birlikte senin evinde kutlayacağım.'» 
+40N	26	19		8750	Öğrenciler, İsa'nın buyruğunu yerine getirerek Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar. 
+40N	26	20		8760	Akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu. 
+40N	26	21		8770	Yemek yerlerken, «Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri beni ele verecek» dedi. 
+40N	26	22		8780	Bu söz onları kedere boğdu. Teker teker, «Rab, beni demek istemedin ya?» diye sormaya başladılar. 
+40N	26	23		8790	O da, «Beni ele verecek olan» dedi, «elindeki ekmeği benimle birlikte sahana batırandır. 
+40N	26	24		8800	İnsanoğlu, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu'nu ele verenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.» 
+40N	26	25		8810	O'nu ele verecek olan Yahuda, «Rabbî, yoksa beni mi demek istedin?» diye sordu. İsa ona, «Söylediğin gibidir» karşılığını verdi. 
+40N	26	26		8820	Yemek sırasında İsa eline ekmek aldı, şükran duasını yapıp ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. «Alın, yiyin» dedi, «bu benim bedenimdir.» 
+40N	26	27		8830	Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, «Hepiniz bundan için» dedi. 
+40N	26	28		8840	«Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğrunaakıtılan antlaşma kanıdır. 
+40N	26	29		8850	Size şunu söyleyeyim, Babamın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.» 
+40N	26	30		8860	Bir ilahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin dağına doğru gittiler. 
+40N	26	31		8870	Bu arada İsa öğrencilerine, «Bu gece hepiniz benden ötürü sendeleyip düşeceksiniz» dedi. «Çünkü şöyle yazılmıştır: `Çobanı vuracağım, sürüdeki koyunlar da darmadağın olacak.' 
+40N	26	32		8880	Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim.» 
+40N	26	33		8890	Petrus O'na, «Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de, ben asla düşmem» dedi. 
+40N	26	34		8900	«Sana doğrusunu söyleyeyim» dedi İsa, «bu gece horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.» 
+40N	26	35		8910	Petrus, «Seninle birlikte ölmem bile gerekse, seni asla inkâr etmem» dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi. 
+40N	26	36		8920	Sonra İsa öğrencileriyle birlikte Getsemani denen bir yere geldi. Öğrencilerine, «Ben şuraya gidip dua edeceğim, siz burada oturun» dedi. 
+40N	26	37		8930	Petrus ile Zebedi'nin iki oğlunu yanına aldı. Kederlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı. 
+40N	26	38		8940	Onlara, «Yüreğim ölüm derecesinde kederli» dedi. «Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.» 
+40N	26	39		8950	Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. «Baba» dedi, «mümkünse bu kâse <B> </B> benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.» 
+40N	26	40		8960	Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a, «Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!» dedi. 
+40N	26	41		8970	«Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.» 
+40N	26	42		8980	İsa ikinci kez uzaklaşıp dua etti. «Baba» dedi, «eğer ben içmeden bu kâsenin uzaklaştırılması mümkün değilse, senin istediğin olsun.» 
+40N	26	43		8990	Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına bir ağırlık çökmüştü. 
+40N	26	44		9000	Onları bırakıp tekrar uzaklaştı, yine aynı sözlerle üçüncü kez dua etti. 
+40N	26	45		9010	Sonra öğrencilerin yanına dönerek, «Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?» dedi. «İşte saat yaklaştı, İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor. 
+40N	26	46		9020	Kalkın, gidelim. İşte beni ele veren geldi!» 
+40N	26	47		9030	İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda geldi. Yanında, başkâhinlerle halkın ihtiyarları tarafından gönderilmişkılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı. 
+40N	26	48		9040	İsa'yı ele veren Yahuda, «Kimi öpersem, İsa O'dur, O'nu tutuklayın» diye onlarla sözleşmişti. 
+40N	26	49		9050	Dosdoğru İsa'ya gidip, «Selam, Rabbî!» diyerek O'nu öptü. 
+40N	26	50		9060	İsa ona, «Arkadaş, bunun için mi geldin?» dedi. Bunun üzerine adamlar yaklaştı, İsa'yı yakalayıp tutukladılar. 
+40N	26	51		9070	İsa'yla birlikte olanlardan biri, ani bir hareketle kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu. 
+40N	26	52		9080	O zaman İsa ona, «Kılıcını yerine koy!» dedi. «Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. 
+40N	26	53		9090	Yoksa Babamdan yardım isteyemez miyim sanıyorsun? İstesem, hemen şu an bana on iki tümenden fazla melek gönderir. 
+40N	26	54		9100	Ama böyle olması gerektiğini bildiren Kutsal Yazılar o zaman nasıl yerine gelir?» 
+40N	26	55		9110	Bundan sonra İsa kalabalığa dönüp şöyle seslendi: «Bir haydudun peşindeymiş gibi beni kılıç ve sopalarla mı yakalamaya geldiniz? Her gün tapınakta oturup ders veriyordum, beni tutuklamadınız. 
+40N	26	56		9120	Ama bütün bunlar, peygamberlerin yazdıkları yerine gelsin diye oldu.» O zaman öğrencilerin hepsi O'nu bırakıp kaçtı. 
+40N	26	57		9130	İsa'yı tutuklayanlar, O'nu başkâhin Kayafa'ya götürdüler. Din bilginleriyle ihtiyarlar da orada toplanmışlardı. 
+40N	26	58		9140	Petrus, İsa'yı uzaktan, ta başkâhinin avlusuna kadar izledi. Sonucu görmek için içeri girip nöbetçilerin yanına oturdu. 
+40N	26	59		9150	Başkâhinlerle Yüksek Kurul'un tamamı, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı yalancı tanıklar arıyorlardı. 
+40N	26	60	-61	9160	Ortaya birçok yalancı tanık çıktığı halde, aradıklarını bulamadılar. Sonunda ortaya çıkan iki kişi şöyle dediler: «Bu adam, `Ben Tanrı'nın tapınağını yıkıp üç günde yeniden kurabilirim' dedi.» 
+40N	26	62		9170	Başkâhin ayağa kalkıp İsa'ya, «Hiç cevap vermeyecek misin?» dedi. «Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?» 
+40N	26	63		9180	İsa susmaya devam etti. Başkâhin ise O'na, «Yaşayan Tanrı adına sana yemin ettiriyorum, söyle bize, Tanrı'nın Oğlu Mesih sen misin?» dedi. 
+40N	26	64		9190	İsa, «Söylediğin gibidir» karşılığını verdi. «Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu'nun, kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz.» 
+40N	26	65		9200	Bunun üzerine başkâhin giysilerini yırtarak, «Tanrı'ya küfretti!» dedi. «Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? İşte küfürü işittiniz. 
+40N	26	66		9210	Buna ne diyorsunuz?» «Ölümü hak etti!» diye cevap verdiler. 
+40N	26	67	-68	9220	Bunun üzerine İsa'nın yüzüne tükürüp O'nu yumrukladılar. Bazıları da O'nu tokatlayıp, «Ey Mesih, peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?» dediler. 
+40N	26	69		9230	Petrus ise dışarıda, avluda oturuyordu. Bir hizmetçi kızyanına gelip, «Sen de Celileli İsa'yla birlikteydin» dedi. 
+40N	26	70		9240	Ama Petrus bunu herkesin önünde inkâr ederek şöyle dedi: «Senin neden söz ettiğini anlamıyorum.» 
+40N	26	71		9250	Sonra avlu kapısının önüne çıktı. Onu gören başka bir hizmetçi kız orada bulunanlara, «Bu adam Nasıralı İsa'yla birlikteydi» dedi. 
+40N	26	72		9260	Petrus yemin ederek, «Ben o adamı tanımıyorum» diye yine inkâr etti. 
+40N	26	73		9270	Orada duranlar az sonra Petrus'a yaklaşıp, «Gerçekten sen de onlardansın. Lehçen seni ele veriyor» dediler. 
+40N	26	74		9280	Petrus kendine lanet okuyup yemin ederek, «O adamı tanımıyorum!» dedi. Tam o anda horoz öttü. 
+40N	26	75		9290	Petrus, İsa'nın, «Horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin» dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı. 
+40N	27	1		9300	Sabah olunca tüm başkâhinlerle halkın ihtiyarları, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar. 
+40N	27	2		9310	O'nu bağladılar ve götürüp vali Pilatus'a teslim ettiler. 
+40N	27	3		9320	İsa'yı ele veren Yahuda, O'nun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ihtiyarlara geri götürdü. 
+40N	27	4		9330	«Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim» dedi. Onlar ise, «Bundan bize ne? Onu sen düşün» dediler. 
+40N	27	5		9340	Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı. 
+40N	27	6		9350	Paraları toplayan başkâhinler, «Kan bedeli olan bu paraları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz» dediler. 
+40N	27	7		9360	Kendi aralarında anlaşarak bu parayla yabancılar için mezarlık yapmak üzere Çömlekçi Tarlasını satın aldılar. 
+40N	27	8		9370	Bunun için bu tarlaya bugüne dek `Kan Tarlası' denilmiştir. 
+40N	27	9	-10	9380	Böylece Yeremya peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu: «İsrail oğullarından kimilerinin O'na biçtikleri değerin karşılığı olan otuz gümüşü aldılar ve Rab'bin bana buyurduğu gibi, çömlekçinin tarlasını satın almak için harcadılar.» 
+40N	27	11		9390	İsa valinin önüne çıkarıldı. Vali O'na, «Sen Yahudilerin Kralı mısın?» diye sordu. İsa, «Söylediğin gibidir» dedi. 
+40N	27	12		9400	Başkâhinlerle ihtiyarlar O'nu suçlayınca hiç karşılık vermedi. 
+40N	27	13		9410	Pilatus O'na, «Senin aleyhinde yaptıkları bunca tanıklığı duymuyor musun?» dedi. 
+40N	27	14		9420	İsa bir tek konuda bile onacevap vermedi. Vali buna çok şaştı. 
+40N	27	15		9430	Her Fısıh bayramında vali, halkın istediği bir tutukluyu salıvermeyi adet edinmişti. 
+40N	27	16		9440	O günlerde Barabas adında ünlü bir tutuklu vardı. 
+40N	27	17		9450	Halk bir araya toplandığında, Pilatus onlara, «Sizin için kimi salıvereyim istersiniz, Barabas'ı mı, Mesih denilen İsa'yı mı?» diye sordu. 
+40N	27	18		9460	İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu. 
+40N	27	19		9470	Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona, «O doğru adama dokunma. Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim» diye haber gönderdi. 
+40N	27	20		9480	Başkâhinler ve ihtiyarlar ise, Barabas'ın salıverilmesini ve İsa'nın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar. 
+40N	27	21		9490	Vali onlara şunu sordu: «Sizin için ikisinden hangisini salıvereyim istersiniz?» «Barabas'ı» dediler. 
+40N	27	22		9500	Pilatus, «Öyleyse Mesih denen İsa'yı ne yapayım?» dedi. Hep bir ağızdan, «Çarmıha gerilsin!» dediler. 
+40N	27	23		9510	Pilatus, «O ne kötülük yaptı ki?» diye sordu. Onlar ise daha yüksek sesle, «Çarmıha gerilsin!» diye bağrışıp durdular. 
+40N	27	24		9520	Pilatus, elinden bir şey gelmediğini, tersine, bir kargaşalığın başladığını görünce su aldı, kalabalığın önünde ellerini yıkayıp şöyle dedi: «Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe siz bakın!» 
+40N	27	25		9530	Bütün halk şu karşılığı verdi: «O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!» 
+40N	27	26		9540	Bunun üzerine Pilatus onlar için Barabas'ı salıverdi. İsa'yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti. 
+40N	27	27		9550	Sonra valinin askerleri İsa'yı vali konağına götürüp tüm taburu başına topladılar. 
+40N	27	28		9560	O'nu soyup üzerine kırmızı bir kaftan geçirdiler. 
+40N	27	29		9570	Dikenlerden bir taç örüp başına koydular, sağ eline de bir kamış tutturdular. Önünde diz çöküp, «Selam, ey Yahudilerin Kralı!» diyerek O'nunla alay ettiler. 
+40N	27	30		9580	Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular. 
+40N	27	31		9590	O'nunla böyle alay ettikten sonra kaftanı üzerinden çıkarıp O'na yine kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu alıp götürdüler. 
+40N	27	32		9600	Dışarı çıktıklarında Simun adında Kireneli bir adama rastladılar. İsa'nın çarmıhını ona zorla taşıttılar. 
+40N	27	33	-34	9610	Golgota, yani Kafatası denilen yere vardıklarında içmesi için İsa'ya ödle 
+40N	27	35		9620	Askerler O'nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar. 
+40N	27	36		9630	Sonra oturup yanında nöbet tuttular. 
+40N	27	37		9640	Başının üzerine, diye yazan bir suç yaftası astılar. 
+40N	27	38		9650	İsa'yla birlikte, biri sağında öbürü solunda olmak üzere iki haydut da çarmıha gerildi. 
+40N	27	39	-40	9660	Oradan geçenler başlarını sallayıp İsa'ya sövüyor, «Hani sen tapınağı yıkıp üç günde yeniden kuracaktın? Haydi, kurtar kendini! Tanrı'nın Oğluysan, çarmıhtan in!» diyorlardı. 
+40N	27	41	-42	9670	Başkâhinler, din bilginleri ve ihtiyarlar da aynı şekilde O'nunla alay ederek, «Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor» diyorlardı. «İsrail'in Kralı imiş! Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O'na iman edelim. 
+40N	27	43		9680	Tanrı'ya güveniyordu; Tanrı O'nu seviyorsa, kurtarsın bakalım! Çünkü, `Ben Tanrı'nın Oğluyum' demişti.» 
+40N	27	44		9690	İsa'yla birlikte çarmıha gerilmiş olan haydutlar da O'na aynı şekilde hakaret ettiler. 
+40N	27	45		9700	Bütün ülkenin üzerine öğleyin saat on ikiden saat üçe kadar süren bir karanlık çöktü. 
+40N	27	46		9710	Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, «Elî, Elî, lema şevaktani?» yani, «Tanrım, Tanrım, beni niçin terk ettin?» diye bağırdı. 
+40N	27	47		9720	Orada duranlardan bazıları bunu işitince, «Bu adam İlyas'ı çağırıyor» dediler. 
+40N	27	48		9730	İçlerinden biri hemen koşup bir sünger getirdi, ekşi şaraba batırıp bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. 
+40N	27	49		9740	Diğerleri ise, «Dur bakalım, İlyas gelip O'nu kurtaracak mı?» dediler. 
+40N	27	50		9750	İsa, yüksek sesle bir kez daha bağırdı ve ruhunu teslim etti. 
+40N	27	51		9760	O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya dek yırtılarak ikiye bölündü. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı. 
+40N	27	52		9770	Mezarlar açıldı, ölmüş olan birçok kutsal kişinin cesetleri dirildi. 
+40N	27	53		9780	Bunlar mezarlarından çıkıp İsa'nın dirilişinden sonra kutsal kente girdiler ve birçok kimseye göründüler. 
+40N	27	54		9790	İsa'yı bekleyen yüzbaşı ve beraberindeki askerler, depremi ve öbür olayları görünce dehşete kapıldılar ve, «Bu gerçekten Tanrı'nın Oğluydu!» dediler. 
+40N	27	55		9800	Orada, olup bitenleri uzaktan izleyen birçok kadın vardı. Bunlar, Celile'den İsa'nın peşinden gelip O'na hizmet etmişlerdi. 
+40N	27	56		9810	Aralarında Mecdelli Meryem, Yakup ile Yusuf'un annesi Meryem ve Zebedi oğullarının annesi de vardı. 
+40N	27	57		9820	Akşama doğru Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da İsa'nın bir öğrencisiydi. 
+40N	27	58		9830	Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu. 
+40N	27	59	-60	9840	Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurmuş olduğu kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı. 
+40N	27	61		9850	Mecdelli Meryem ile öteki Meryem ise orada, mezarın karşısında oturuyorlardı. 
+40N	27	62	-63	9860	Ertesi gün, yani Hazırlık gününden sonraki gün, başkâhinlerle Ferisiler Pilatus'un önünde toplanarak, «Efendimiz»dediler, «O aldatıcının, daha yaşarken, `Ben öldükten üç gün sonra dirileceğim' dediğini hatırlıyoruz. 
+40N	27	64		9870	Onun için buyruk ver de üçüncü güne dek mezarı güvenlik altına alsınlar. Yoksa öğrencileri gelir, cesedini çalar ve halka, `Ölümden dirildi' derler. Bu sonuncu aldatmaca ilkinden beter olur.» 
+40N	27	65		9880	Pilatus onlara, «Bir manga asker alın, gidip mezarı dilediğiniz gibi güvenlik altına alın» dedi. 
+40N	27	66		9890	Onlar da askerlerle birlikte gittiler, taşı mühürleyip mezarı güvenlik altına aldılar. 
+40N	28	1		9900	Sept gününü izleyen haftanın ilk günü, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı görmeye gittiler. 
+40N	28	2		9910	Ansızın büyük bir deprem oldu. Rab'bin bir meleği gökten indi ve mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu. 
+40N	28	3		9920	Görünüşü şimşek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdı.